06.01.2025

Geçtiğimiz Cumartesi günü AirTürkHaber’in manşetinde çok çarpıcı bir haber daha yeraldı.

ABD Ulaştırma Bakanlığı, Jet Blue Havayolları’na tam tamına 2 milyon dolar ceza kesti.

Üstelik Amerika’da bir havayolu şirketine ilk kez bu kadar ağır bir para cezası uygulandığının da altı çizildi.

Gerekçesine gelince..

Çok net; Jet Blue’nun uçuşlarında yaşanan gecikmeler.

Nasıl?

Üstelik..

Öyle uçuş veya gecikmelerden kaynaklı insan yaşamını tehlikeye atacak herhangi bir bulgu da yok cezanın gerekçesinde.

Havayolunun gecikmeli çok sayıda uçuş gerçekleştirmesi ve artık bu gecikmelerin kronikleşmesi neden gösteriliyor 2 milyon dolarlık cezada.

Üstelik çok insani bir detayında olduğu kararın özet açıklaması aynen şöyle:

“Gerçekçi olmayan uçuş planlamalarının yolcuların seyahat planlarını bozarak onlara güvenilir bilgi sunmaması ve havayolu şirketlerinin tüketicileri yanıltarak rakiplerinden iş almasına yol açan haksız, yanıltıcı ve rekabet karşıtı bir uygulama olduğuna karar verildi.”

İşte ben insanı kollayan karar diye buna derim.

Hepimiz yaşamışızdır..

Saatler süren gecikmelerin karşısında bunun neden olduğunu bize açıklayan bir insan evladı bulamayız.

Ve üstelik öyle ani yaşanırki bizde bu gecikmeler, “kapıya gidiniz” yazar ve kapıya gittiğinde birde bakmışın hop “1 saat gecikme” yazar.

Yani sanırsın ki uçak tam körüğe yanaştığı sırada uçuşu engelleyecek bir aksaklık oldu ve giderilmeye çalışılıyor yada yerine başka bir uçak alınacak ve bu sürede geçen ani gecikme zamanı olarak verilmiş.

Aslında alakası yoktur..

İşi bilenler bunun böyle olmadığını özellikle İstanbul dışındaki meydanlardan kalkışlarda flight radar uygulamasından net görür uçağın durumunu, gelecek ki kalksın.

İstanbul’da ise..

Kapına gelirsin hatta kalkış tabelalarında “kapıya gidiniz” de yazar, fakat körükte uçak olmadığını görürüsün ve durum karışık olduğundan kapıda tekbir görevli dahi bulamazsın.

Herkes kendi arasında söyleşip durur ve uçak gelipte kapı açıldığında yaşanılan “nihayet geldi ve biniyoruz” düşüncesi bedeni sardığından hiç kimse o kapı görevlilerine “ne oldu filan” diye sormaz.

Aslında açık olan şudur..

Sen uçağının defalarca gecikmesinin karşısında neden diye soracağın tek bir görevli dahi bulamazken, ne zaman kalkacağını bilemezken, aynı görevliler o uçağın kalkışından hemen önce kapıda belirir.

Yani..

Biz ne zaman, ne oluru bilmeden bekleşirken (önce 1 saat, sonra 25 dakika, sonra bi 40 dakika, vs.) daha derken toplam 2 saat 05 dakikalık gecikme olacağını bilen birileri vardır ama nedense böyle lokma lokma vermeyi uygun görürler.

Bana göre Amerikalıların 2 milyon dolarlık cezası yeni yıla bile Avrupa genelinde zirvede başlayan İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan kalkışlarda da örnek olarak uygulanmalı.

Ve havayolları artık şunu bilmeli ki sadece sizin değil bizimde işimiz önemli ve yolcuna çuval muamelesi yapamazsın.

Şimdi..

Bunun üzerine yılın ilk sorusunu soralım size.

Hepinize iyi uçuşlar olsun..