YAZARLAR
AÇIKLAMALAR..
11.05.2020
Yeniden uçuşlara için geri sayıma girdiğimizi, fakat bunun yeni önlemlerle birlikte nasıl olabileceği konusunda bir-iki örnek sıralamıştım.
Gerçeğe en yakın tahminlere göre bundan böyle uçaklara maskesiz binemeyeceğimizi, bir şekilde steril edileceğimizi, kabinde sosyal mesafenin mümkün olmayacağını, bildiğimiz eski düzen uçacağımızı ve ikram uygulamasının kaldırılmasının gerektiği gibi şeylerdi.
Geçtiğimiz hafta konuyla ilgili açıklama İlker Aycı’dan geldi.
Aynı şeyleri tekrarladı Aycı.
Yeni dönemde; Tüm yolcular maske ve yüz siperliği takacak, havalimanı girişlerinde tıbbi kontrol yapılacak, uçak içinde sosyal mesafe gibi bir uygulama olmayacak, eski usul uçuşlara devam, iç hatlarda tamamen, dış hatlarda yakın mesafelerde ikram kaldırılacak, ikramlı uçuşlarda hijyenin ön plana çıktığı farklı paketleme yapılacak ve virüs kontrolünden sonra dağıtılacak.
Açıklamanın öne çıkan başlıkları böyle.
İç hatlarda maske ve siperlik şahane karar ama Atlantik ve Asya uçuşları gibi uzun hatlarda nasıl işler bu kural?
13-14 saate varan uçuşlarda maske ve siperlikle oturabilir misiniz? Hiç sanmam. Kural ısrarla uygulanmak istenirse kabinde kavga-gürültüye hazırlıklı olmak lazım.
Açıkçası iç hatlarda ikrama oldum olası karşı çıkmışımdır.
Türkiye’nin en uzak uçuş noktası 2 saat 10 dakika. Bu sürede bir şeyler yemesek ne olur? Hiçbir şey olmayacağı gibi, iyi de olur.
Fakat anlayamadığım şu oldu; Aycı açıklamasında ikramın kalkacağını fakat maliyetteki bu düşüşün çok önemli olmayacağının altını çizdi ve ekledi, “bu uygulama bilet fiyatlarına yansımaz. Birde uzun süredir uçakların yattığını düşünürsek, bu zararın bilet fiyatlarına yansıması kesindir.”
Anlayamadığım şu; Biz mi yatırdık uçakları? Uçaklar uçtu da, biz mi binmedik? Bu zararın faturası niye bize kesiliyor? Aynı durumda olan dünyanın önde şirketleri bu sorunu devlet desteğiyle çözerken, bizde çözüm neden yolcuya bırakılıyor? Aynı zararı bizde yaşamıyor muyuz?
Bakın kesin olan şu, dünya genelinde inanılmaz bir rekabetle başlayacak havayolları uçuşlarına. Makas baya bi açılacak, eskisine benzer yakın ücretler olmayacak. Her şirket aynı krizle boğuşuyor.
Uygun fiyat veren şirketler tercihte ön plana çıkacak. Hijyene daha fazla dikkat eden yenilikçiler tercih nedeni olacak.
Kuşkusuz kriz öncesindeki fiyatları beklemek delice olur ama krizden nemalanmaya çalışmakta haksızlığın önde gideni olur ve inanın gözden de kaçmaz.
Açıklamalar bununla da bitmedi.
Aycı’dan sonra, İGA CEO’su Kadri Samsunlu ve Pegasus CEO’su Mehmet Nane’de konuştu.
Mehmet Nane en merak edilen uçakta sosyal mesafe sorusuna tek koridorlu uçaklarda bunun mümkün olmayacağını söyledi. Kesinlikle haklıydı.
Yanınızdaki koltuk boş olsa ne olur? Arka koltukla aranızdaki mesafe bile bir metre değil. Kısaca net anladığımız şu; Uçaklarda sosyal mesafe diye bi durum yok, eski düzen devam.
Yalnız, Nane işi yolcuların uçağa gelene kadar hijyen tedbirlerini alması şart diyerek topu havalimanlarına attı.
Kadri Samsunlu ise İstanbul Havalimanı’nın uçuşlara hazırlandığını terminale kesinlikle maskesiz girilmeyeceğini, hijyenin birincil kural olduğunu, girişlere özel dezenfektanlı paspaslar konulacağını, alanda hijyen takımlarının dolaşacağını, İstanbul Havalimanı’nın büyüklüğünün avantaj olacağını ve her noktada termal sistemler kullanılacağını söyledi.
Anormal durumları normalleşmek olarak gördüğümüz bambaşka günlere yürüyoruz.
Şekil şemalin çok başka olacağı bir havayolu ulaşımı bizi bekliyor.
Güvenli olması dileğiyle sağlıklı kalın, evde kalın..
