YAZARLAR
İLK TÜRKİYE-BREZİLYA MAÇI
İkinci Dünya savaşını takip eden günlerde, ABD’ nin havacılıktaki üstünlüğünü gören ülkeler, eğitim görecek askerlerini bu ülkeye göndermeye başladılar. ABD’ nin çeşitli şehirlerindeki askeri birliklerde elliye yakın ülkeden asker eğitim görüyordu.
Bu şehirlerden biri de Teksas’ ın Sherman şehriydi. Bu şehirdeki Perrin-Field Hava Üssünde tekamül uçuş eğitimi gören oniki Türk hava teğmeni vardı. Eğitim sürerken Üs Komutanı Ülkelerarası spor etkinlikleri düzenlemişti.
Bu etkinliklere futbol dalında katılacak Türk takımına kurada Brezilya takımı düştü. Sayıları az olan ülkeler ABD’ nin başka bölgelerinde eğitim gören yurttaşlarını takıma dahil edebiliyordu. Bu kapsamda Brezilya temsilcileri, bir sürü kişiyi Perrin-Field’ a çağırdı ve çok güçlü takım oluşturdu.
Türk teğmenlerin kıdemlisi Ünvan Kirişçioğlu da Veico ve Abelin şehirlerinde eğitim gören Türk subaylarını takıma katılmaları için çağırdı. Üs Komutanı da bu iş için bir nakliye uçağı ayarladı. Ancak tam maçın oynanacağı 30 Mart 1945 günü, Üs Komutanı Teğmen Ünvan Kirişçioğlu’ nu çağırarak kötü haberi Verdi:
“Şimdi telsiz mesajı aldık, sizin ekibi getiren uçak motor arızsından Abelin’ e geri dönüyor. Arkadaşlarınız gelemiyorlar, ona gore önleminizi alın!”
Teğmenin başından aşağı bir kova kaynar su dökülmüş gibi oldu. Çünki oniki kişiydiler ve kendisi ile Teğmen Sırrı Korcum dışındaki diğer arkadaşları mahalle takımında bile oynamamışlardı. Maç Akşam 20.00 de başlayacaktı ve hemen arkadaşlarını bularak durumu anlattı.
Genç Türk havacılar ne pahasına olursa olsun maçı oynamaya karar verdiler. Sporla hiç alakası olmayan Teğmen Yunus Kovancı affını isteyince, geriye zaten onbir kişi kaldılar. Kurs kıdemlisi takımı şu şekilde oluşturdu:
FAİK AKBULUT
AHMET ÖNER-ŞİNASİ ÇAPAR
RAUF ERTAŞ-ÜNVAN KİRİŞÇİOĞLU-İHSAN KOÇ
REŞAT ÜSTÜNTAŞ-CEMAL ÖZDEMİR-SIRRI KORCUM-MEHMET ATAK-FERİDUN ÖZEKSOY
Akşama doğru Türk ekibi kollu beyaz fanila, beyaz şort, kısa yün çorap ve futbol ayakkabısı bulamadıkları için jimnastik ayakkabıları ile, Sherman ve Denison şehirlerinin tam ortasında bılunan Munson stadyumunun yolunu tuttular.
Bu stadyum aslında Amerikan futbolu sahasıydı. Kaleler konulup futbol sahasına dönüştürülmesine rağmen boyu normal ölçülerden biraz kısa kalıyordu. Kale direklerinin yüksekliği de biraz fazla tutulmuştu.
Projektörlerle aydınlatılan sahaya çıktıklarında heyecanları iki kat daha arttı. Tribünler futbolu merak eden Amerikalılar ve Brezilya takımını destekleyen yurttaşları ile dolmuştu.
Türkleri destekleyen küçük gurup sadece takım dışı kalan Yunus Kovancı ile teğmenlerin Amerikalı kız arkadaşlarıydı. Milli bir havaya giren maça psikolojik baskı da eklenmişti. Olayın su götürür yanı yoktu, mutlaka bu maçta varlık göstereceklerdi.
Maçı Perrin-Field Üssünde eğitim gören Filipinli bir Yüzbaşı yönetecekti. Hakem ilk düdüğü çaldığında Brezilya takımı fırtına gibi esmeye başladı. Ufak tefektiler ancak güzel paslaşıyorlar ve deplesman yapıyorlardı.
İlk yarının ortalarına kadar Brezilya takımının iki şutu kale direklerimizde patladı. İlk yarının sonlarına doğru köşeye atılan şutu kalecimiz çıkaramadı ve Brezilya 1-0 öne geçti ve ilk yarı bu skorla kapandı.
Devre arasında takımın yanına gelen kız arkadaşları, mutlaka yenmeleri gerektiğini hatırlattılar. Rakip forvetine göre yeni bir plan yapıp ikinci yarı için sahaya çıktılar. Üç kişi Brezilya sağaçığını tutuyor, orta sahada Ünvan Kirişçioğlu her yere yetişiyor ve forvette Sırrı Korcum fırsat kolluyordu.
Ve nihayet o fırsatı yakaladılar. Devrenin ortalarına doğru yapılan bir ortayı Sırrı Korcum güzel bir plase ile Brezilya ağlarına taktı. Tezahurat Türkler lehine dönmüştü. Bunun da etkisiyle saldıran takımımız biraz sonra yine Sırrı Korcum’ un golüyle öne geçti.
Bu havayla bastırmaya devam eden Türk takımı Brezilya defasını bunalttı. Kaleye doğru hamle yapan forvetimize çok sert giren Brezilya defansı Sırrı Korcum’ un ayağını kırdı. Hemen gelen ambulans oyuncumuzu en yakın hastahaneye götürdü.
Takımımız on kişi kalmasına rağmen son onbeş dakikada Brezilya takımını kendi sahalarına mahkum etti. Ve Filipinli hakem maçın bitiş düdüğünü çaldığında takımımız Brezilya ile yaptıkları ilk maçta mutlu sona ulaştılar.
Yorgunluktan adım atacak hali kalmayan takım elemanları oldukları yere yığılıp kaldılar. Herşeye rağmen hepsi memnundu. Brezilya, Türk futbolundan ilk mağlubiyeti tatmıştı.
Eeee, ne diyelim? Bu mücadele şimdiki Milli Takımımızda oynayanlara veya oynayacaklara örnek olsun!
SEVGİYLE KALIN.
Kaynak : HAVACILIK HİKAYELERİ-FİKRET ARIT
HAVACILARA TAVSİYELER
Kitap : BÜYÜK TÜRK HAVACILARINDAN ENVER AKOĞLU-RIFAT UÇAROL
Film : FLYING LEATHERNECKS-1951
