YAZARLAR
ÇIKMADI, ÇIKMAZ DA
Geçtiğimiz hafta, başta Türkiye olmak üzere; Fas, Ürdün, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt’in kulağı Brüksel’deydi.
Beklenen ses, Amerika’nın Türkiye ve körfez ülkelerin de uyguladığo kabin yasaklarını Avrupalı havalimanları ve havayollarına da uygulanmasıydı.
Amerika’nın alacağı bu karar en azından haksız rekabeti ortadan kaldıracaktı.
Beklenti bu yöndeydi. Hatta aynı tarihlerde New York’taydım ve THY New York Müdürü Cenk Öcal’ında bir kulağı Brüksel’de yapılan toplantıdaydı.
Konuyu aramızda konuşurken, “Bu yolcu hakları açısından onaylanacak bir karar değil ama bize uygulanıyorsa Avrupalı havayollarına da uygulanmalı” diye yorumlamıştı.
Kesinlikle haksız değildi. Önceki haftada yazmıştım. İddia ediyorum bizim Atatürk Havalimanı’ndan çıkamayan yasaklı bir madde, muhtemelen Almanya, Fransa, Hollanda gibi havalimanlarından da çıkamaz.
E peki aradaki fark ne?
Fark şu; Yine iddia ediyorum THY’nin ABD hattındaki gücü.
Neyse devam edelim..
Brüksel’de günlerce süren toplantılarda havayolları yasakların milyarlarca dolarlık zarara neden olacağını anlattı ve güven konusunda nasıl olduysa ABD’yi ikna etti.
Brüksel’de, “Yasağa gerek yok, laptop Avrupa’dan ABD’ye kabinde uçabilir” kararı çıktı.
Açıkçası tersini de beklemiyordum.
Frankfurt, Münih, Paris, Amsterdam, Londra gibi havalimanlarında ABD uçuşlarının yapıldığı terminale bir bakarsanız cevap orada duruyor.
Lufthansa, Air France, KLM’i bir kenara koyalım..
American, Delta, United, US Airways gibi Amerikalı havayollarının terminali neredeyse JFK’i andırır.
Amerikalı havayollarının bu denli yoğun çıkış yaptığı meydanlara uygulanacak yasak, direk kendi ayaklarına ateş etmek olurdu, yapmadılar.
Siz bakmayın “bekelemeye alındı”, “askıya alındı” palavralarına.
Bu iş bitmiştir. Avrupa’ya kabin yasağı filan gelmez.
Yapılansa görüntüden, birazda çıkan gürültüden ibarettir.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..
