YAZARLAR
LONDRA
Önceki hafta hepimizin malumu, Londra hava ulaşım tarihinin en zor günlerini yaşadı.
Nedenini henüz ‘net’ bir şekilde anlayamadığımız sıkıntı, BA’i deyim yerindeyse belinden vurdu, yere yıktı.
Dünyanın en iddialı havayollarından olan BA, bilgisayar sisteminde yaşanan sorun nedeniyle çöktü.
Müthiş bir uzun süreli kaos yaşandı, Uçuşların normale dönmesi beklenenden fazla zaman aldı.
Ajanslar Heathrow ve Manchester’a üs kurdu.
Terminalde uzayan kuyruktaki yolculara soruldu.
Herkes şaşkındı. Japonya’ya, ABD’ye, Afrika’ya, Arjantin’e, Rusya’ya, Sidney’e, Çin’e gidecek yolcular afallamıştı. Gerekli açıklamaları alamadıklarını kendileri uzatılan mikrofanlara söyledi.
Devam etti..
“Bilgi verilmedi, bagajlar kayboldu, kaybolan bagajların hangi uçağa yüklendiği bile bilinemedi” dedi.
Yaşanan aksamalar öyle bir noktaya geldi ki, uçuşu olan yolcular bile havalimanlarında oluşan yoğunluk nedeniyle terminale alınmadı.
İlk iki gün, ünlü İngilizin tüm uçuşları çöktü. Sonrasında öncelik uluslararası uçuşlara verildi, trafik kısmen başladı.
Deyim yerindeyse kaosun dibini gördü Londra’daki iki dünyaya açılan kapı.
Durumu kontrol altına alabilmek için British Airways’in CEO’su sahaya indi, soyal medyadan canlı yayın yaptı.
“Güç kaynağı sorunu, ITM merkezimiz de yaşanan sıkıntı, elektrik kesintisi, Mühendisimizin hatası” dedi, falan dedi, filan dedi.
Ve tüm bu yaşananlar, Manchaster saldırısının yapıldığı tarihle örtüştü.
Gelelim esas mevzuya.
Londra’dan ABD’ye yapılan uçuşlarda, kabin yasakları var mı?
Yok.
Hava ulaşımında güvensizliğin dibi Londra’da yaşanmadı mı?
Yaşandı.
ABD yaşananları dikkate alıp, her hangi bir yasak getirdi mi?
Hayır.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..
