YAZARLAR
MASA
Hava açtıya, unutuldu zannetmeyin.
Kriz..
Kelime anlamı için Türk Dil Kurumu’na baktığımızda karşılığı şöyle:
“Kriz isim, Fransızca Crise
Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım
Bir şeyin çok kıt bulunması durumu
Bir şeye duyulan ani ve aşırı istek
Ekonomik çöküntü”
Ne yapılır böyle bir durumda?
Hemen masası kurulur.
“Kriz Masası..”
Ani gelişen sorunları çözmek için.
Bilindiği gibi o masa bizde hiç tozlanmaz. Sıkı sık kurulur..
Geçtiğimiz haftanın öncesinde meteorolojinin uyarıları üzerine yine kuruldu.
Hatta nasıl kurulduğunu göstermek için masada poz verenlerin fotoğrafları servis edildi.
“İstanbul’u bekleyen zor şartlar için her türlü önlem alındı, gelsin şimdi ne gelecekse” denildi.
Ve geldi..
Geldikten yaklaşık 8 saat sonra, Atatürk havalimanı havlu attı.
Üç pistide kapandı, pistleri açmak için çalışan araçlar (muhtemelen dünyada ilk kez) AHL’de dondu. Donan araçlar için uçaklara sıkılan solüsyonlar kullanıldı. Temizlemede öncelik yanlış piste verildi. Pisti terk edecek uçakların kullanacağı taksi yolları kapandı. Ekipleri, yolcuları, bagajları uçaklara taşıyacak araçlar, olduğu yerde kaldı. İnanılır gibi değildi ama uçaklarına gitmeye çalışanlar donma tehlikesi atlattı. Uzunca bir süredir yolcu uçakları için kullanılan genel havacılık apronu unutuldu, oraya park eden uçaklar yolcularıyla birlikte hapsoldu. İki saatten fazla uçaklardan inemeyen yolcular oldu. Pilotlar kuleye “yolcuları uçakta tutamıyoruz” diye anons yaptı. Allahtan merdivenler yanaşamadı da, daha büyük bir rezalet kendiliğinden önlendi.
Kısaca; AHL tam anlamıyla darmadağın oldu, uçkur her noktada dokuz yerden çözüldü.
Bu hengame yaşanırken, özel fotoğraflarıyla “AHL’de kriz yönetilemiyor mu?” başlığıyla, haberi AirTürkHaber duyurdu.
Hemen ardından DHMİ, “şu kadar araç-şu kadar personelle mücadele ediliyor” diye komik bir açıklama yaptı.
İstanbul’un diğer yakasında aynı şartlar altında aslanlar gibi mücadele eden Sabiha Gökçen tek pistiyle kapanmadı. Gelen indi, giden gitti. Orada mücadeleyi donanımı DHMİ’ye oranla daha düşük olan HEAŞ yapıyordu.
Yazının girişinde alıntı yaptığım TDK’nın “Kriz”in kelime anlamını sıraladığı o maddeler varya, işte o saatlerde yetkililer vatandaşlarımıza ve ülkemize misafir gelenlere hepsini tek tek yaşattı.
Coğrafyası çok daha sert olan 3. Havalimanın da kışlar nasıl olacak mevzuna hiç girmiyorum.
Atatürk Havalimanı’nda tüm bunlar olmasın diye kurulan kriz masası ise daha işin başında çöktü. Altında kimlerin kaldığınıysa şimdilik bilmiyoruz.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..
