Amerika’nın patronu Trump’ın gelirken çıkardığı ayak seslerini şimdi çok daha net duymaya başladık.

Patron mantığı Beyaz Saray’a oturdu.

Başta Amerikan medyası olmak üzere, bu işe aklı çalışan kalemler THY’ninde aralarında olduğu havayollarına konulan kabin yasaklarının amacının farklı olduğunu yazdı.

“Yasak, Amerikalı havayollarının ticari kaygıları nedeniyle konuldu” denildi.

“Bu akıl dışı uygulama havayolu patronlarının Trump’a yaptığı ziyaret sonrasında alınan karardır. Bu size neyi ifade ediyor” diye yazıldı.

Altalta sıralayabileceğimiz benzer çok sayıda “akıllı” tepki, bizden daha çok ABD ve Avrupa medyasında yer aldı.

Sonuçta olan oldu ve çok hassas bir noktada yasak konuldu.

Şimdi dikkatiniz çekmek istediğim konu şu; Bu yasak çoğunluğumuzun vaz geçemeyeceği bir argumanı içeriyor. Kişisel bilgisayarımız.

Kısa bir örnekleme yapıcam..

Çok yakın bir tanıdığım Amerikan şirketinin Türkiye’deki Türk çalışanı. Kendisine o şirket tarafından verilen bir dizüstü bilgisayarı var ve bunu heryerde yanında taşır. Kendi keyfinden dolayı değil, şirketin “altın” kuralı olduğu için. Ve o bilgisayarın başına bir şey gelmesi veya kaybolması, tereddütsüz işten çıkarılması demek. Kendisine de bu böyle bildirilmiş. O yüzden sahip olduğu herşeyden daha fazla özen gösterir o bilgisyara.

E sonuçta tüm dünyada iş yapan dev bir ABD şirketi bu. O bilgisayarı da çalışanlarına sosyal medyada vakit geçirsin diye vermediğine göre içinde ne var? Şirket bilgileri, kişisel yazışmalar, projeler vs. bir şirket için önem taşıyan aklınıza gelebilecek herşey.

Tabiki kaybedemezsiniz ve tabiki kaybederseniz bu sizin için büyük sorun olur.

Şimdi bu arkadaşım her yıl belli aralıklarla çalıştığı şirketin merkezi olan ABD’ye seyahat etmek zorunda.

Sordum şimdi ne yapacaksın diye.

Yasağın hemen ardından kendisine bir mail gelmiş bile ve “bundan böyle Amerika’ya gelirken yasaksız uygulamanın olduğu havalimanlarından çıkış yapın. Bilgisayarınızı uçuşta teslim etmeniz kabul edilemez” demişler.

Buyrun..

Şimdi THY’de, Emirates, Etihad gibi yasağı unutturmak için çeşitli çıkışlar yapıyor haklı olarak. Bedava tabletler, internetler filan..

Bana göre hikayedir bu uygulamalar.

Çünkü benim derdim ABD uçuşunda sosyal medyadan kopmak veya uçak içi eğlence sistemlerini yetersiz bulmak değil ki.

Benim derdim işlerim nedeniyle ayrılmazımı yanımda bulundurmak.

Sen istersen bana 1 değil 10 tane tablet ver, her birine de bedava internet koy, bu benim için çözüm değil.

Benim için çözüm internetin değil bedava, parayla bile olmadığı bir havayoluna ben yanımda kişisel bilgisayarımla binebiliyor muyum?

İsterse Tanzanya havayolları olsun bu, benim için çözümdür.

THY’nin yasağa bu anlamda yaklaşması ve çözümü buna göre sunması gerekir diye düşünüyorum.

Umarım bu akıl dışı uygulama bir an önce sonlanır.

Amerikalılar kendi ülkelerine tehdidin THY’den gelmediğini kabul eder ve hepimize derin bir nefes aldırır.

O çok akıllı ABD’li havayollarının patronları da, ülkelerini yöneten patronun arkasına saklanıp rekabet edeceklerine; Uçaklarına, hizmetlerine, tepeden tırnağa kabinlerine yatırım yapar, adam gibi rekabet arenasına çıkar.

Yoksa bel altından vurarak rakibi yere düşüremeyeceklerini bilmeleri gerekir.

Kafadır önemli olan, darbe oraya gelmesin.

Hepnize iyi uçuşlar olsun..