Geçtiğimiz hafta bomba haber servis edildi.

“THY ve Do&Co yollarını ayırdı.”

Bandı kısa geri saralım..

Yıllar önce THY’nin Avusturya inişlerinde, uçağa catring yükleme çabalarından sonuç alarak, yüklediği yiyeceklerle tadının farkına vardırmıştı Do&Co.

Tüm bu çabaları sonuç verdi ve artık THY’yi kazanmıştı.

Bu lezzetli çubuğun başında Atilla Doğudan vardı ve Avusturya merkezli catring şirketinin sahibiydi..

Şimdiye gelelim..

Kısaca, yıllardır yazar-çizeriz Do&Co’yu.

Hakkını yememek lazım, havadaki lezzeti THY yolcularıyla tanıştırdı, sınırları kaldırdı, tüm dünyaya ulaştı.

Herkes memnundu.

Öyle ki, yıllar içerisinde memnuniyet adını değiştirdi, Turkish Do&co oldu..

Gazı alınmış kuru fasülyeler, döner, kebaplar, çorbalar, deniz gökyüzünde ikram edildiğinde, uçakta masanıza gelmeden önce bizimle tanıştırıldı.

Bu lezzet testlerinde herkes şahittir, medyanın damağı çatlardı.

Bu lezzetleri uçan şefleriyle süsledi Do&CO. Gecenin bi yarısında 10 bin metrede önünüze kabak çorbasını koydu.

Souç; Geçtiğimiz hafta THY, Do&Co ile yollarını ayırdğını duyurdu.

Bu açıklamanın hemen ardından Do&Co karşı atak yaptı ve kısaca özetlersek; “DO & CO AG hiç süphesiz THY’ye karşı taahhütlerini yerine getirmeye devam edecektir ve kendisini mevcut ortaklığa bağlı görmektedir ve 3. Havalimanında var olmaya devam edecektir” dedi.

Çünkü THY tarafından bileti kesilmişti. Gerekçe olarak kulaktan kulağa konuşulansa Atilla Doğudan’ın 3. Havalimanına 120 milyon dolarlık yatırıma sıcak bakmamasıydı.

Tam bu kargaşanın yaşandığı günlerde, The Marmara Taksim’de, THY’nin de üyesi olduğu “Star Aliance” ittifakının rakibi olan “One World” üyesi hava yolları lezzet çıkarması yaptı.

Uçaklarında sunduğu ikramı tattırdı.

Bu bir tesadüf müydü, onu bilmem.

Bildiğim şu; İkram uçakta yolcu için inanılmaz önemli. Damak lezzeti bir yana, psikolojik açıdan önemi ayrıca açık ara önde..

Şimdi, konuşulanlara göre THY’nin mutfağına Singapurlu bir şirket girmek için kolları sıvamış durumda. Hatta iyi niyet anlaşması bile imzalandı.

İyi de kafama takılan konu şu; THY neden kendi mutfağını kurmaz?

Lufthansa gibi, Emirates gibi uçak mutfağında bir dünya markası yaratmaz?

Bunun altından kalkabilecek yöneticiler de, Anadolunun hemen her köşesinde inanılmaz lezzetleriyle binlerce şef’te mevcut.

Hiç boşuna “bu iş lokanta da yemek yapmaya benzemez” filan demeyin. Ben Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilecek yemek hazırlığından bahsetmiyorum. THY’nin başaramayacağı bir konu değildir bu.

En kralını yapacağına da adım gibi eminim. Yeter ki kollar sıvansın. Un var, yağ var, şeker var. Haydi artık helvayı kavuralım.

Hepinize iyi uçuşlar olsun..