YAZARLAR
ARI
27.05.2019
Geçtiğimiz haftanın son Pazar günü İstanbul Havalimanı’ndan ilginç bir haber ve görüntüler ulaştı elimize.
Terminaldeki körüklerden birinde arı istilası yaşandı.
Buna doğa bilimciler “Oğul Mevsimi” diyor. Yani doğal bir olay.
Amerika’nın Salt Lake City şehrinde oldukça küçük ölçekli bir havalimanının böyle bir nedenden dolayı taşınmak zorunda kaldığını biliyorum.
Fakat, yok efendim orası ormanlıktı, ormanlar kesildi öyle de oldu, böyle de oldu görüşlerine hiç katılmıyorum.
Havalimanının bulunduğu bölgenin ormanlık alan olduğu doğrudur fakat havalimanının inşa edildiği yer ormanlık bir alan değildi.
Bunun bizzat yakından tanığıyım.
Rahmetli Murat Öztürk’le bugünkü havalimanın olduğu bölge de sıkça uçardık ve daha o zamanlar oraya havalimanı yapılacağından hiçbirimizin haberi yoktu.
Murat ağbi’ye aşağıdaki yüzlerce gölet gibi su birikintilerini ilk gördüğümde bunlar ne diye sormuş, “Buralar taş ocaklarıydı, kayaları çıkarıp gittiler şimdi de buralar göletlere döndü” cevabını almıştım.
İşte orası bugün İstanbul Havalimanı’nın inşa edildiği yerdir.
Öyle atılıp-tutulduğu gibi orman katliamının yapıldığı yer değil. Ağaçlar kesildiyse havalimanına da bağlanan Kuzey Otoyolu’nda kesilmiştir.
Peki bu arılar nereden geldi diyeceksiniz?
Google’a sorarsanız bir arının günde 13 km uçabildiğini söylüyor.
İstanbul Havalimanı’nın 13 km’lik çevre alanı, özellikle batı’sı tamamen köylerle dolu. Kuzeye doğru koşan pistinin bittiği yerde Karaburun Köyü var.
Muhtamel olasılıkları arka arkaya sayabiliriz fakat bizi hiçbir şekilde sonuca götürmeyeceği ortada.
Bu belli ki değişen iklimlerin de etkisinde olan bir doğa olayı.
O nedenle İGA yönetimi acilen çevre bilimcilere danışmalı, fikirlerini almalıdır derim.
Bugün o körükten sökülen arıların yarın bir başka körüğe musallat olmayacağını biliyor muyuz? Hayır.
Arı bu, kovunca gitmeyeceğine göre, birde pitot çubuklarını sevmeye başlarlarsa o zaman kötü.
Söylenecek tek şey
İstanbul Havalimanı’nda geçtiğimiz hafta B777-300ER takside direğe çarptı. Hepinizin malumu.
Kaza sonrası bir sürü “şey” yayınlandı. Belgeler filan ortalıkta uçuştu. Yok orası notamlıydı filan denildi.
Bence söylenecek tek şey var; O direk ne işe yarardı bilmiyorum ama, orada ne işi vardı?
Koca havalimanında illaki dikelecek yeri taksi yolunun tam kenarı mı olmalıydı?
Kim diktiyse o direği, o’nadır bu soru.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..