YAZARLAR
CANIMIZI KURTARSIN YETER
27.02.2022
Geçtiğimiz hafta şahane bir açıklama yapıldı.
“Savunma Sağlık Bilimleri Enstitüsü, olası İstanbul depremine karşı Atatürk Havalimanı’nın sahra hastanesine dönüştürülmesini plana aldı.”
Çok şükür mü desek?
Yoksa..
Şimdiye kadar neredeydiniz mi desek?
Hangisi?
Şu aşağıdaki üç fotoğrafa bi bakın.
Bu fotoğrafı çektiğimizde Atatürk Havalimanı’ndaki trafik İstanbul Havalimanı’na kaydırılmış, şahane bomboş bir havalimanı var karşımızda.
İstediğiniz gibi kullanın..
Fuarlar, festivaller, sosyal şenlikler düzenleyin, koşun, hoplayın-zıplayın, araba, motosiklet, bisiklet, paten vs. yarışları düzenleyin, dilediğiniz kadar türlü türlü hobi alanları oluşturun, şehrin göbeğinde İstanbulluların rahatça nefes alacağı müthiş bir açık alan kalmıştı geriye.
Nasıl değerlendirilecek derken, millet bahçesine dönüştürüleceği açıklandı.
İyi bi karar gibi geldi kulağa.
Pistlerin çevresindeki yeşil alanlarda insanlar dilediği gibi eğlenir, piknik yapar, nefes alır, hatta pistlerde düzenlenecek çeşitli aktiviteler yaşamımıza renk-neşe katardı (diye düşündüm).
Çünkü millet bahçesi projesinde pistlere dokunulmayacağını bizzat Cumhurbaşkanımız Erdoğan söylemişti.
Sonrasında bu fotoğrafı çektik.
İyi günde hayatımızı şenlendirecek, başta İstanbul depremi gibi olası felaketlerde canımızı kurtaracak olan Atatürk Havalimanı’nın can damarını oluşturan pistlerini aniden yok ediş başlamıştı.
Çeşit çeşit iş makineleri, kamyonlar AHL’nin altını üstüne getirircesine gece-gündüz zaman kaybetmeden iki pisti birden kırdı.
Ve buda geçen hafta çektiğimiz son fotoğraf..
Park filan derken ne işe yarayacağını şimdilik bilmediğimiz çok sayıda 4’er katlı bina yükselirken geri kalan alana palmiye de dahil olmak üzere çeşit çeşit yüzlerce ağaç dikilmiş durumda.
Şimdi..
Savunma Sağlık Birimleri Enstitüsü afet müdahale senaryosunda AHL’nin sahra hastanesine dönüştürülmesi, seyyar-mobilize tıbbi cihazların buraya yerleştirilmesi, hava ambulansları, yardım uçakları, helikopterlerin iniş-kalkış yapacağı, yaralılara acil müdahalelerin burada yapılacağı ve kurulacak hava koridoruyla uygun illere nakledilmeleri bu planda resmi olarak yer aldı.
Karar gerçekten çok iyi, hatta ayakta alkışlanacak türden ama şu anki durumu ve geriye kalan tek kısa pistle bunu uygulamak imkansız.
Fotoğraflara bir daha bakın.
Hangi karede bu planı uygulamak mümkün?
Kurulacak hastane vs. ekipmanlar için etrafında tek bir mania olmayan, üç pisti de çatır çatır işler durumda olan hali mi, yoksa kararın alındığı tarihte bile iş makinelerinin AHL’yi havalimanı özelliğinden çıkarmak için çalıştığı hali mi?
Söz konusu olan muhalefet değil, canımız. Kararı siz verin.
Ve şunu da çok iyi anlayın; Atatürk Havalimanı’nın İstanbul Havalimanı’na rakip olması artık mümkün değil, canımızı kurtarsın yeter.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..
