FİLM GİBİ

Arkadaşım bana kabusu anlattı. İnanılmaz. Bende size aktarıyorum..

Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz hafta ABD’nin en büyük havalimanı olarak bilinen Atlanta Hartsfield-Jackson Havalimanı’nda yaşandı.

Enerji durdu.

Yönelendirme tabelaları, yürüyen merdivenler, asansörler, bagay bantları, check-in işlemleri, güvenlik kontrolleri, x-ray’lar, kapılar, uçaklara yerde enerji veren tüm üniteler ve havalimanlarının kalbi kule durdu.

10 binlerce insan, hareket edemedi.

Uçaklarına binmiş ve kapı kapatıp taksiye başlayan uçaklar olduğu yerde kaldı.

Anormallik, had safhadaydı. Bizler ancak ajanslardan düşen bilgilere sahiptik.

FAA zaman kaybetmedi, hemen açıklama yaptı, “Atlanta Hartsfield-Jackson Havalimanı’nda yaşananlar doğrudur” dedi.

Uzun yıllardır Atlanta’da yaşayan yakın dostum meğerse aynı dakikalarda oradaymış. Ertesi gün aradı, anlattı.

“Keşke olay anında oradan arasaydın” dedim.

“Ortam bir anda inanılmaz bir hal aldı. Biz Amerika’da açıkçası böyle şeylere hiç alışık değiliz. Bir daha enerji gelmeyecek zannetik. Hiç aklıma gelmedi) dedi.

Olay anında uçağa geçmek için terminalde kapıya doğru yürüyorlarmış. Film gibi gecenin devamı da şöyle:

“Anonsumuzla yerimizden kalktık, tam kapıya yöneldiğimiz sırada birden her yer karardı. Kesinti öyle bloklar şeklinde olmadı. Aniden her yer karardı, herşey durdu, 1-2 saniye her kes birbirine baktı, hemen cep telefonlarının ışıkları devreye girdi, müthiş bir sessizlik.”

“Dışarıya baktığımızda az önceki pist ve apron ışıkları dahil her şey-her yer kararmıştı. Sadece yerdeki uçakların cılız ışıkları görünüyordu ve gerçekten ürperticiydi. Kısa süreli ilk şokun ardından meseleyi anladık, enerji bitmişti. Ama durum anormaldi. Amerikalıların sevdiği dizilerden olan “Revolation”ın ilk bölümünün gerçeğiymiş gibiydi. (Amerikan dizisi Revolation; Herşeyin bir akşam saatlerinde insanların işyerlerinden çıkıp evine doğru gittiği anda, tüm ülkede enerjinin kesimesiyle başlayan ilginç bir dizi). Sesler yükselmeye başladı. Panik havası kısa sürede etkili oldu çünkü, körüklerde, terminal içlerinde sadece enerjiyle açılıp kapanan kapılar vardı ve çok sayıda insan bu küçük alanlarda hapsolmuştu.” 

“Hep birlikte o kapıları bir şekilde kırıp açtık. Aynı anda görevlileri seslerini duyurabilmek için ellerindeki manuel hoparlörlerle, durumun enerji kesintisinden kaynaklandığını o nedenle sakin olunmasını istedi. Panik havası nispeten kalktı. Artık tam anlamıyla kör bir karanlık içerisindeydik. Uçak içinde olup körükten ayrılmayanlar, körükten ayrılanlara göre daha şanslıydı. Pistler durdu, taksideki yolcular manuel merdivenlerle indirilip terminale taşındı. Camın arkasından izlediğim kaos hakikaten ürperticiydi.”

“Gece yarısını geçen saatlerde, kısım kısım enerji gelmeye başlayınca alkış kıyamet koptu tabi ama biz esas felaketi yeni yaşamaya başlayacağımızı bilmiyorduk. Tam 16 saat sonra havalimanından ayrılabildik. Enerjinin herşeyi sıfırlaması tüm uçuşları birbirine kattı. Tüm işlemler manuele döndü, uygulaması 10 saatten fazla sürdü. Yiyecek-içecek tükendi, tuvaletlerin çoğu devre dışı kaldı. Neyin ne zaman belli olacağı anlaşılamadığından, hiç kimse terminalden ayrılamadı. Doğal olarak bilgi de verilemedi. Biz 16 saat sonra uçakta yerimizi alıp kalktığımızda, havalimanından yapılan uçuşların yarısından fazlası henüz normale dönmemişti.”

Okurken bile içimin şiştiği bu olayı, mümkün olduğunca kısaltarak aktarmaya çalıştım. Kendimi bir an oradayamış gibi düşündüm. İşimiz gereği yabancısı olmadığımız bir havalimanı Atlanta Hartsfield-Jackson.

Bilmeyenler için şöyle örnekliyelim; Uluslararası Havalimanları Konseyi 2015 yılının en işlek havalimanlarında ipi göğüsleyenin Delta’nın da merkezi olan Atlanta Hartsfield-Jackson Havalimanı olarak açıklamıştı.

Atlanta Havalimanı’nı, Pekin ve Dubai Havalimanları takip ederken, arkasında

Chicago O’Hare, Tokyo Haneda, Londra Heathrow, Los Angeles, Hong Kong, Paris Charles de Gaulle, Dallas/Fort Worth gibi devleri bırakmıştı.

Nasıl bir yerde, neler yaşandığını bu yüzden sizinle paylaşmak istedim. Bu işten senaryo bile çıkar.

Hepinize iyi uçuşlar olsun..