YAZARLAR

HAYDİ HAYIRLISI

01.06.2020

Büyük haftaya başladık.

3 Nisan’dan bu yana duran uçuşlar için geri sayım bitti ve şimdi uçma zamanı.

Günlerdir yazıyoruz, yazılıyor.

Her türlü önlemler alındı, sosyal mesafe kurallarını belirleyen işaretler konuldu, havalimanları terminallere giriş kurallarını belirledi, duyurdu.

Şimdi harekete geçme zamanı.

Ciddi merak içerisindeyim.

Bunca hazırlık, verilen inanılmaz emek uygulamaya geçince nasıl olacak?

Yolcular alınan tüm bu kurallara hızlıca adapte olabilecek mi?

Unutmamak gerekir ki, bütün hazırlıklar alınan önlemler bizlerin ve ülkemizin sağlığı için planlandı.

Geriye sadece uyum sağlamak gerekiyor. Ve eskiden 2 saat önce gittiğimiz havalimanlarına şimdi mümkünse 4 saat önce gidilmeli, sabırlı hareket edilmeli.

Gerek havayolları, gerekse havalimanlarının kural koyucularıysa aldıkları tedbirlerin gerçek uygulamasıyla karşılaşacak. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış hepsi ortaya çıkacak.

Belki ilave tedbirler konulacak, belki de bazıları fazla görünüp yumuşatılacak.

Hepsini gökyüzünün tekrar şenlenmeye başladığı bu hafta göreceğiz.

Geride bize kalansa, hava ulaşımının durmasının dünyanın durmasıyla eş değerde olduğunu deneyimlemiş olacak.

Son hazırlıkların yapıldığı geçtiğimiz hafta Sabiha Gökçen CEO’su Ersal Göral bir tv kanalına yaptıkları hazırlıkları anlatırken konu zarar-ziyan meselesine geldi.

Tüm dünyada olduğu gibi kuşkusuz Sabiha Gökçen’in de kayıpları söz konusu.

Göral, zarardan bahsederken Sabiha Gökçen’e yapacakları yatırımları bir süre durduracaklarını da ekledi.

Doğrusu şaşırdım.

Havayolları siparişlerinde iptallere gitmezken, havalimanın gelişimi için yapılacak olan yatırımları durdurmasını garipsedim.

Büyük bir hızla olmasa da, kısa sürede uçuşların en azından ülke sınırlarımız içerisinde kısa sürede toparlanacağına emin olanlardanım.

Üstelik bu süreci mevcut pistinin bakımı, gerekli onarımların tamamlanması gibi önemli faaliyetlerle geçiren Sabiha Gökçen’in bu anlamda kazanımları da oldu.

Tam olarak bilemiyorum ama 2021’de açılacak olan ikinci pist sonrasında ana pistin bakıma alınmasına bile gerek kalmayabilir.

Yani, bir anda İSG iki pistle birlikte hizmette verebilir. Böyle bir havalimanına yapılması gereken terminal yatırımları neden durur?

Ülkece yaşanılan kayıpları biran önce kapatıp ayağa kalkmamız gereken bir dönemde böyle bir yaklaşım nasıl olur, onu pek anlayamadım.

Ülkemizde Sabiha Gökçen gibi bir havalimanının tamamı Malezyalılar tarafından yönetilince, yatırım anlayışı da farklı oluyor diye düşündüm açıkçası.

Örnek verirsek karşımıza TAV çıkıyor.

Pandemi döneminin ortasında, TAV ve VPE Capital’in oluşturduğu konsorsiyum, Almatı Havalimanı’nı tüm işletmeleriyle birlikte 415 milyon dolar karşılığında satın almak üzere anlaştı.

Orta Asya’nın en önemli noktası olan Almatı Havalimanı, kriz dinlemeden yatırımı kaptı.

Yeni yeni normalleşmeye başladığımız şu dönemde, moralleri de yüksek tutmanın zamanı. Yapılacak olan her açıklama bu önemin altını çiziyor.

Uçaklar yine 24 saat uçacak, havalimanları yeniden dolup taşacak, her ay bir önce kırılan yolcu rekorları böyle günlerde lazım diye düşünüyorum. Yoksa enseyi karartmak işin en kolay tarafı.

Yeni başlangıç hayırlı olsun, hepinize iyi uçuşlar olsun..

Yazarın Diğer Yazıları