13.05.2024

İstanbul Havalimanı açıldığı günden bu yana FedEx’in B767 tipi uçağıyla ilk kaza sınavını verdi.

Paris’ten gelen uçağın ön dikmesi hidrolik arızası nedeniyle açılmayınca, pilotların durumu kuleye bildirmesiyle başladı hareketli dakikalar.

Burun üstü iniş yapacak olan büyük ölçekte uçak piste yaklaşırken ARFF ekipleri de pist başında yerlerini aldı.

Pilotların ustaca teker koyması ve uçağın sürtünmesini azaltmak adına ellerinden geldiğince burnu havada tutarak hızını düşüren uçak, burun üstü temasıyla kısa bir süre sürtündükten sonra durdu.

Kuşkusuz, kazaya neden olan uçağın kargo uçağı olması en azından insan canına gelebilecek olumsuz sonuçların yaşanmasına engel oldu.

Fakat önemli bir sorun vardı..

24 saat devam eden yoğun trafiğin yaşandığı havalimanında, sabah saatlerinde trafiğin “pik” yaptığı anda, pistin ortasında burnunun üstünde yatan koskoca B767’nin havalimanına vereceği olumsuz etkilerin bir an önce bertaraf edilmesi gerekiyordu.

Üstelik şimdiye kadar tatbikatlar dışında gerçek anlamda böyle bir sorunla karşılaşmayan bir havalimanıydı.

Tabi tüm gözler üstüne çevrildi..

Yabancı ajanslar kazayı dünyaya “Breaking news” başlığıyla duyurmaya başladı.

Kuşkusuz konuyla ilgili olan dünya medyası İstanbul Havalimanı’nda ilk kez bir kaza yaşandığının farkındaydı ve o gözle takip başladı.

İlk harekete geçen ARFF ekipleri kokpit ekibini tereyağdan kıl çeker gibi uçaktan aldı.

Sıra pistin ortasında burun üstü boylu boyunca yatan B767’ye geldi.

Onlarca ARFF araçları ve ekipleriyle İstanbul Havalimanı’nın ekipleri arasında hummalı bir çalışma başladı.

İnce hesaplar yapıldı, uçağı içindeki kargosuyla birlikte olduğu yerde ayağa kaldırmak hiçte kolay bir iş değildi.

Öncelik pistin trafiğe açılması ve kargo tedarik zincirinin devamını sağlamak için bir an önce uçağın boşaltılmasındaydı.

Ajansların dünyaya “sıcak haber” başlığıyla duyurduğu gelişme üzerine yerli yabancı çok sayıda gazeteci doğal olarak haber almak istiyordu.

Bana göre İGA böyle bir ortamda yapılacak en güzel seçeneği devreye aldı.

Operasyonu yöneten görevlilerden bir kişi geçti kameranın karşısına ve sahada neler yapıldığını canlı olarak duyurdu, İGA Kurumsal İletişim de bunu sosyal medya hesaplarından tüm dünyaya iletti.

Merak kargaşasını ortadan kaldıran bu bilgilendirme sırasında uçağın burnunu yerden kaldırma işlemi tüm hızıyla devam etti.

İşin şakası yoktu, ilk kez böyle bir durumla karşılaşan İGA dünyanın gözü önünde ilk sınavını verirken zamanla da yarış ediyordu.

Bu arada işin hem ulusal hemde uluslararası alanda önemi büyük olduğundan devreye ulaştırma bakanlığı da girdi.

Bizzat Bakan Abdulkadir Uraloğlu tarafından gelişmelerle ilgili açıklamalar yapıldı.

Meslek hayatım boyunca bu işlerin dünya genelinde nasıl ilerlediğine tanıklık eden bir gazeteci olarak yayınlanan tüm bilgi ve görüntüleri izlerken bu ölçekteki bir kurtarma operasyonunun ne kadar sürede tamamlanacağı önceliğim oldu.

Sonuçta risklerle dolu bir operasyon yönetiliyordu..

Ve..

İlk kez böyle bir deneyimle karşılaşan İstanbul Havalimanı, ARFF ekipleri ve İGA personelinin olağanüstü çabasıyla 16,5 saatte bitti.

Çok net söylüyorum bu açık ara bir rekordur.

Böylesine ağır bir operasyonu, böyle bir sürede, tek bir kişi zarar görmeden tamamlayıp, 16,5 saatte hiç bir şey olmamış gibi pisti trafiğe açmak, gerçek bir deneyim ve yetenek ister. 

Günün sonunda; Hacmiyle, şıklığıyla, trafiğiyle zirveden inmeyen İstanbul Havalimanı, böyle bir operasyonla dünyaya bu işin nasıl yapılacağını da gösterdi.

Cümleten geçmiş olsun, hepinize iyi uçuşlar olsun..