YAZARLAR
NE KADAR HAZIRIZ?
19.08.2019
Geçtiğimiz Cumartesi, İstanbul bir anda sular altında kaldı.
Yollar çöktü, alt geçitler su doldu, bazı bölgeler durumu oldukça hafif atlatsa da, şehrin ana artelleri selden payını alınca trafik etkisini tüm İstanbul’da çok ağır hissetirdi.
Haberler de izliyorum, değişik noktalardan canlı yayın bağlantıların da gözüme Havaist’in otobüsleri takıldı.
Yarısına kadar suya gömülü araçların arasından binbir güçlükle ilerlemeye çalışan otobüsler yolcularını havalimanına ulaştırmaya çalışıyor.
Çalışıyor çalışmasına da, pek ulaştırabilecekmiş gibi görünmüyordu açıkçası.
Bir yerden çıksa diğerinde takılacağı kesin.
İstanbulluların pek alışık olmadıkları bu türden metorolojik şartlar başta ulaşım olmak üzere hepimize zor anlar yaşattı.
Mevzumuz havacılık olunca, selde havalimanları radarımız hemen açılıyor.
Şehirde kıpırdayamayan insanların İstnabul Havalimanı’na ulaşımın da çektiği güçlüğü hep birlikte izledik.
Kaç kişi uçağını kaçırdı bilmiyorum ama, aynı şartları havada farklı boyutta yaşayan uçaklar; Karadeniz, Çerkezköy, Marmara, Sakarya semalarında dolanıp durdu.
Uzun bekleyişlerin ardından İstanbul’a iniş yaptı.
Kötünün iyisi oldu. Uçakların inişi gecikince, giden yolcuların uçaklarını yakalama şansı arttı.
Şimdi, anlamamız gereken şu; İşler havada değişti.
Aniden çok farklı, pek deneyimli olmadığımız şartlar var karşımızda.
Ve bu yabancı olduğumuz değişiklik havayla geliyor.
Yerde bi şekil korunabiliriz ama, havadayken işimiz zor.
Geçmişte kuzey-güney bölgeleri derken, şimdi tüm havalimanlarımız bu anormal şartların altında.
Cumartesi günü İstanbul’da yaşanan şartlar ağırlığıyla ilk olsa da, son olmayacağı kesin.
Biz bu değişikliğe ne kadar hazırız?
Kesin olmayansa bu.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..