YAZARLAR
ÖZÜR KABAHATTEN BÜYÜK
21.09.2020
Önceki hafta THK Üniversitesi Pilotaj öğrencilerinin içinde bulunduğu durumu kamuoyuna yansıttık.
Kısaca; “Mezun olmak istiyorsan 10 bin dolar bağış yap” anlayışıyla yapılan yaklaşım, çok sayıda öğrenciyi mezuniyet eşiğinde büyük sıkıntıyla karşı karşıya bıraktığını duyurduk.
Haberler karşısında THK sessizliğini bozarak; “Türk Hava Kurumu Üniversitesi ve özellikle Hava Ulaştırma Fakültesi Pilotaj bölümü ile ilgili son günlerde internet haber sitelerinde paylaşılan haberlere ilişkin bilgileri sizler vasıtasıyla değerli halkımız ve velilerimiz ile paylaşmak isteriz” girişiyle bir açıklama yaptı.
Özetle; “Piyasaya yüklü miktarda borcumuz var, öğrencilerin mezuniyetini tamamlamak için ilave kaynağa ihtiyacımız var” dedi. İlave sebeplerini de kendilerince açıkladı. Burada daha fazla uzatmayayım haberin linki bu:
https://www.airturkhaber.com/haberler/thk-universitesinden-aciklama/
Bu gelişmeler sırasında mağdur öğrencilerde CİMER’e durumu bildiren bir dilekçe yazdılar.
Bağış toplama yetkisine sahip olmayan THK Üniversitesi’ne, CİMER’in “Orada neler oluyor” uyarısı karşısında, üniversite de bağış toplamadıklarını bunun gönüllülük esasına göre yapıldığını açıkladı.
Aslında içine düştüğü durumu reddetmeye çalışırken, bağış topladıklarını da alenen kabul etmiş oldu.
Şimdi, THK ıvırıp-kıvıracağına CİMER’e “Evet arkadaş içinde bulunduğumuz şartlar kötü, ne olduğu belli değil, işin içinden çıkamıyoruz, ne yapmamız konusunda bir yol gösterin” deseydi, “Geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda toplanan derilerden filan bir miktar gönderseniz” deseydi, olmaz mıydı?
2019 yılında mezun olması gerekenler halen daha bu belirsizliğin kurbanı. Parası olmayan öğrenciler beklerken, geriden gelen ve parayı bastıran alt sınıf öğrencileri şimdi pilotaj koltuğuna çoktan oturdular.
Bu adaletsizlik değil mi?
Bakın daha yakın geçmişte bu ülkede pilot olmak istiyorsanız tek şansınız vardı. O da Hava Harp Okulu’nu kazanmak ve başarılı olmak.
Başka hiçbir ihtimal yoktu.
Bir şans daha vardı fakat çoook zayıf bir ihtimal olduğu için, ikinci şans sıralamasına koymuyorum.
O da Türk Hava Kurumu’ydu.
80’li yıllarda planör veya motorlu uçak pilotu olmak istiyorsanız THK Eskişehir İnönü’deki kampında sizi eğitime alıyordu. Fakat çok kuvvetli bir torpiliniz olması gerekirdi. Ya asker çocuğu olmalıydınız, ya da aileden birinin siyasette olması yolunuzu açardı.
THK’ya girmek inanın Hava Harp Okulunu kazanmaktan çok daha zordu.
Türk Hava Kurumu paraşüt kursiyeri olarak o yılların canlı tanığıyımdır.
Paraşüt eğitimi almak istiyorsanız hiç sıkıntı yoktu, yeter ki sağlık raporunuz tam olsun.
Ama eğer pilotaj eğitimi almak isterseniz cevap “ı-ıh”tı
O nedenle bugün THK Üniversitesi’nde yaşananlara karşı AirTürkHaber’in duruşu farklıdır.
10 yıllar önce yaşanan adaletsiz yaklaşımın bugün de sergilenmesine asla seyirci kalmam.
Ne öğrencilerden tarafım, ne de yönetimden yana. Meseleleri ortaya koyup çözüm bulunmasından yanayım.
“Ver kurtul” mantığından yana değilim.
80’li yıllarda sadece torpillilerin pilot olabildiği şartlarla bugün yaşananlar arasında bana göre hiçbir fark yok.
Temellerini Mustafa Kemal Atatürk’ün attığı, koca kurumun bugün geldiği durumdan çıkması, kurulduğu günün ilkelerine dönmesi, en doğru çözüm olacaktır.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..
