YAZARLAR
SONRASI KAZADAN DA BETERDİ
10.02.2020
2 şeyi net söylüyorum:
Bir; Ben böyle mucize bir kurtuluşun yaşandığı kazaya tanık olmadım.
İki; Önüne gelen herkesi ekrana çıkarıp “Bana en faciasını anlatın” diyen televizyon dünyasına.
Ortalıkta kimi gazeteci, kimi pilot, (birinin SHGM’de pilot lisans kaydı bile yok) kimi akademisyen ve hatta youtuber!
Memlekette bu kadar çok kaza kırım, sıkım, atım, uzmanı kişinin dolaştığından da hiç haberim yoktu.
Bu kadar mı facialaştırılmaya çalışılır böyle ucuz atlatılmış bir kaza?
İnanılır gibi değil.
Halkı paniğe sevk eden açıklama almak için adeta bir yarış sahnelendi, gönüllüsü de apart ta beklermiş ki, ertesi güne kadar devam etti
İşin iyi tarafından bakmak kimsenin işine gelmedi.
İyi tarafı mı var diyeceksiniz. Vardı tabi. Hem de fazlasıyla vardı. 183 canın olduğu uçakta 3 kaybımızın olması, böyle bir kazada mucizenin ta kendisidir.
Ama kimse bunu görmek istemedi.
Sabiha Gökçen’de 10 yıldır yapılmayan, bundan önceki kazaya da neden olan ikinci piste dikkat çeken olmadı.
Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan bile o gece ve sabaha kadar konuşanlardan daha cesaretliydi.
Ertesi gün çıktı “pist yorgun” dedi.
Sabiha Gökçen’de 10 yıldır yapılmayan ikinci pistin kazaya davetiye çıkardığının altını çizdi.
24 saat o tv’den bu tv’ye koşan, ne dediği anlaşılmayanlara kapak olur bu açıklama.
Kaza üstüne 24 saat konuşan, uçağın karakutusunu bile geçen bu arkadaşlar televizyon ekranlarından değil vatandaşın, çoğu teknisyenin bile anlayamayacağı dilden atıp-tutacaklarına gerçeklere değinme cesaretini gösteremediler.
Pilot geç oturdu diyenler oldu. Bana göre doğru bir ifade ama havacılık terimini bilmeyen ve Türkiye’nin kitlendiği haberi dinleyen ülke vatandaşı meseleyi nasıl anladı?
Sosyal medya da nasıl aktardı?
Görmüşsünüzdür, hiç uzatmıycam en küçüğünden iki örnek:
“Pilot geç oturmuş, koltukta değilmiş.”
“O anda pilot koltuğunda değilmiş kaza ondan olmuş şimdi televizyonda söylediler.”
Buyrun, çıkın işin içinden..
Kaza simsarları o gece ün peşinde koşarken, “Bi deli taş atar, dokuz akıllı çıkaramaz”ın ta kendisi yaşandı.
Zelzele profesörlerine taş çıkarttılar.
O günkü kazada, kule-pilot hatası da olabilir, saçma sapan iklim şartları veya teknik bir sorunda. Ama ben yine iddia ediyorum ki birinci dereceden suçlular 10 yıldır Sabiha Gökçen’e bir pisti yapmayanlardır.
Bu işi hangi nedenlerle geciktirdiler ve geciktiriyorlarsa bir ay öncekinde, geçtiğimiz hafta ve Allah korusun ama bundan sonraki olası kazalar da birinci derecede suçlu onlardır.
Ulaştırma Bakanı’ndan daha fazla siyasetçi olabilir misiniz siz ekranlara çıkanlar?
Hadi bizimkileri geçtim..
Adam ABD’de pilotluk yapıyor, yaşadığı Los Angeles’tan bağlanıp Sabiha Gökçen’deki kazaya yorum yaptı.
Pes dedim..
Arkadaşın yaşadığı şehirle aramızda tam 11 saat fark var. Uyan, yeme-içme bul tv kanalını başla konuşmaya.
Gerçekten tv’lerde neyin yarışı yapıldı o gün-o gece anlayamadım.
Kafaları karıştıracağınıza, korku yaratacağınıza, madem birilerini-bişeyleri kötüleyecektiniz, direk onu deseydiniz de net anlaşılsaydı.
Onu da diyemediniz..
Dedim ya, bana göre en değerli tek açıklama Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’dan geldi kaza sonrasında.
“Sabiha Gökçen’e talep artıyor” dedi. “Yoğunluğu, yükü arttı mevcut pist yoruldu” dedi ve ekledi, “ikinci pist 2020’de bitecek.” Kötü gecenin şahane açıklamasıydı bu.
Ha bu arada, bakanın açıklamasının hemen ardından AKP Sözcüsü Ömer Çelik ekranlarda yer aldı. “Pistte sorunumuz yok, İSG’de risk yok” dedi.
Onu da anlayamadım..
Çünkü madem hükümetin sözcüsü İSG’de risk yok diyor, öyleyse Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü neden geçtiğimiz ay yaşanan ilk kaza sonrasında İSG’deki uçuşları mevcut haliyle sınırlandırıp, karara gerekçeyi de kapasite yetersizliği ve yaşanılan sıkıntılar olarak açıklayabildi?
Siz anlayabildiniz mi?
Hepinize iyi uçuşlar olsun..