YAZARLAR
SÖZ KONUSU “CAN” OLUNCA..
18.01.2021
Geçtiğimiz haftanın son Pazar günü Pegasus Havayolları’na ait uçak İstanbul Havalimanı’na acil iniş yaptı.
Şimdi bunda ne var diyeceksiniz, anlatayım..
Samsun-İstanbul Sabiha Gökçen uçuşunu yapan PC2797 sefer sayılı Pegasus uçağı İstanbul’a yaklaştığı sırada bir yolcu bilinç kaybı yaşadı.
Kabin görevlileri durumu kokpite bildirdi, Sabiha Gökçen’e alçalmada olan uçağın pilotları hastalığın aciliyetini göz önüne aldı ve inişi hızlandırmak adına acil iniş prosedürünü başlattı.
Kuleden uçağın iniş anında güçlü-anlık yan rüzgarla karşılaşabileceği bilgisi alan pilotlar söz konusu sağlık olunca zaman kaybı riskini göze almayıp, İstanbul Havalimanı’na yöneldi ve acil inişi gerçekleştirdi.
Durum okuyucular arasında İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen arasında hassaslaşınca, şaşırtıcı bir hızla anında “neden Sabiha Gökçen’e inilmedi, pistte sorun mu vardı, sağlık hizmetlerinde mi sorun var?” gibilerinden benzeri mailler, yorumlar yağmaya başladı.
AirTürkHaber yazı işleri masası harekete geçti.
Sabiha Gökçen ve Pegasus yetkililerinden konuyla ilgili bilgiler alındı.
Öncelikle Sabiha Gökçen Havalimanı’nda verilen sağlık hizmetlerinde en ufak bir sorun olmadığı, her şartta her türlü sağlık sorununa anında kusursuz hizmet verildiği bilgisine ulaşıldı.
Teknik sorularımıza da cevap alındı ve o anda pistte sorun olmadığı, havalimanında da ise yoğun trafik yaşanmadığı anlaşıldı.
İş Pegasus yetkililerinin vereceği cevaba kalmıştı.
Soru basitti, iniş için Sabiha Gökçen’e alçalmada olan uçak, acil durum deklare edince neden İstanbul Havalimanı’na yönlendi?
Pegasus yetkilileri son derece net bir şekilde cevapladı:
İniş anında anlıkta olsa güçlü çarpan yan rüzgarlar söz konusuydu ve uçak küçük bir ihtimalde olsa havada beklemeye girebilirdi. Söz konusu yolcu sağlığı olunca tercih yapılmış ve zaman kaybı ihtimali ortadan kaldırılarak Sabiha Gökçen’e alçalma sonlanıp, İstanbul Havalimanı’na yönlendirilmişti.
İşte budur..
Bir havayolunun masraftı, zaman kaybıydı, rekabetti, oydu-buydu gibi söylemleri hiç umursamadan, yolcusunun sağlığını ön plana koyduğunun açık kanıtıdır geçtiğimiz Pazar günü Pegasus’un aldığı karar.
Tabi şunu da eklemeden geçemeyeceğim.
Okuyanlar hatırlayacaktır; Önceki hafta İSG ve İST arasında her hangi bir çekişmenin olamayacağına dikkat çekmiş ve İstanbul’un iki ucunda bulunan havalimanının bu şehrin kardeş çocukları olduğunun altını çizmiştim.
Bu yaşanansa kardeşlerin her zaman birbirine ihtiyacı olabileceğini ve bu ihtiyaçlara cevap verebilmek içinse dinamiklerini korumak zorunda olduklarını ortaya koydu.
“Bir elin nesi var, iki elin sesi var” misali, bu dinamizmi güçlendirmek adına ne gerekiyorsa pistse pist, terminalse terminal, her neyse o, eksikler biran önce tamamlanmalı, iki kardeşte kusursuz olmalıdır.
Hava bu, nereden nasıl eseceği hiç belli olmaz.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..