YAZARLAR

SON NOKTAYI PATRONLAR KOYSUN

21.07.2025

Havacılık dünyasında kokpit ekiplerini yakından ilgilendiren yeni bir konu tartışmaya girdi.

Uçuş anında kokpitte kamera kaydı alınsın mı, alınmasın mı?

25 yıldır konuşulan mevzunun bu defaki mimarı B787 Air India kazası..

Ahmedabat’ta kalkışından sonra saniyeler içerisinde düşen B787-8’de incelenen karakutu kayıtlarında pilotların arasındaki konuşma resmen kan dondurdu.

Karakutu verilerine göre hazırlanan raporda, motorları besleyen yakıt kontrol düğmeleri uçuş sırasında “çalışma” konumundan “kesme” konumuna geçmişti.

Kazayı aydınlatması beklenen konuşmada pilotlardan biri diğerine “yakıtı neden kestin” diye soruyor, diğeri ise “ben yapmadım” diye cevap veriyor.

Daha ilk anda görüntülere bakıldığında uçağın düşüşü son derece garip ve akıl almaz boyutlardaydı.

Sonuçta havada güçsüz kalan ve Boeing’in en yeni modeli olana B787-8 resmen taş gibi yere düşmüştü.

Konuşmaların ortaya çıkmasının hemen ardından, B787’lerde yakıt düğmelerinin yanlışlıkla veya fark etmeden kazayla açılıp kapanamayacağına-imkansız olduğuna dair çok net görüntüler yayınlandı.

Hal böyle olunca geriye üç faktör kaldı..

Ya pilotlardan biri diğerinden habersizce kapatmıştı, yada uçak bu kaptma işlemini pilotların komutu dışında kendi kendisine yaptı veya aykırı bir yaklaşımda olsa uzaktan müdahaleyle düğmeler kalkış anında pilotlar farkına varmadan kapatıldı.

Şimdi..

Birinci ihtimali yani pilotlardan birinin kasıtlı olarak kapatmış olabileceğini Air India şiddetle reddediyor.

Geriye iki şık kalıyor. Ya uçak kapadı, yada dış müdahaleyle kapatıldı.

Bu arada..

Boeing’in kaza incelemesi harıl harıl devam ederken, Hindistan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ülkedeki tüm B787 ve B737 serisi uçakların yakıt kontrol düğmelerine teknik inceleme talimatı verdi.

Hindistan’ın bu kararından sonra hemen hemen tüm havayolları da resmi olmasada benzer incelemeyi başlattı.

Çok garip bir hal alan B787 kazası tartışmaları şimdilerde başka bir boyuta taşıdı.

Sektörün en etkili isimlerinden ve kendisi de eski bir pilot olan Uluslar Arası Hava Taşımacılar Birliği (IATA) Başkanı Willie Walsh, kokpitte kamera kaydı başlatılması gerektiğini tekrar gündeme taşıdı.

Walsh’a göre, bu sayede pilotların kokpitteki hareketleri olası kaza durumunu aydınlatmak için yüksek önem taşıyor. Walsh ayrıca Air India kazasının bu kararın alınması için çok güçlü bir argüman oluşturduğunu da söylüyor.

Kulağa hiçte mantıksız gelmeyen bu yaklaşıma Amerikalı havacılık sendikalarından kısaca “mahremiyet” gerekçesiyle olumsuz tepkiler geldi.

İyi de, kokpitte uçuş anında olan pilotların kamera kaydı mahremiyet’i ne derece etkiler?

Bugün dünyanın yörüngesinde Uzay İstasyonu’nda yaşam süren astronotların yemeleri, içmeleri, çalışmaları her hareketleri saniye saniye kaydedilirken mahremiyete girmiyor da, pilotların uçuş anında güvenlik adına kaydedilmeler mi mahremiyete giriyor?

Yada..

Yine uçuş anında kayıt yapıp sosyal medyada yayınlayan binlerce pilotun durumu söz konusu mahremiyet olunca nasıl açıklanacak?

Aslında bu konu yeni değil..

1999’da Egyptair’in B767 tipi uçağını Atlantik’e kasten düşüren pilotun intihar dalışının ardından gündeme gelmişti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) Başkanı Jim Hall, Federal Havacılık İdaresi’ni (FAA) ticari uçakların kokpit görüntü kayıt cihazlarıyla donatılmasını zorunlu kılmıştı.

Fakat 25 yıldır bu konuda bir adım atılamadı.

Bana göre bu tartışmaya son noktayı büyük patronlar, yani Boeing ve Airbus koymalı.

Kamera kokpitin bir parçası olarak üretime alındığında bu saçma tartışma da şak diye kesilir.

Mahremiyet mi yoksa insanın güvenli uçuşu mu, sorusunun cevabı çok net değil mi?

Tabi son yıllarda üretimi baya bi şaibe altında olan Boeing’in buna cesareti olacak mı, hep beraber göreceğiz.

Hepinize iyi uçuşlar olsun..




Yazarın Diğer Yazıları