YAZARLAR

ONUR AIR’DE TUZ KOKTU

15.02.2021

“Niye yazmıyorsunuz Onur Air’de olanları” diye onlarca mail yağıyor, yazalım..

İnsanın gerçekten canı sıkılıyor.

Dünyada havayolları varlıklarını korumak adına fikir üstüne fikir geliştirirken, bunun için birimler kurarken bizde mevcut havayolunu batırıp şeytani fikirlerle borçlarından kurtulup, başka bir ülkede yeni isimle faaliyet göstermenin bin bir türlü yaratıcı fikirleri havada uçuşuyor.

Hatta bunun için özenle işe alınan isimler var ve buna da başarı deniliyor.

Neden böyle olur ve işin kötüsü de böyle olmaya devam eder?

Kimden bahsettiğim anlaşıldı sanırım.

Bana göre varlığını Şehabettin Bolukçu ve rahmetli Bilal Başar gibi isimlerin şirketten çekilmesinden sonra uzun dönemli bir çöküş sürecine giren ve şimdi bitiş dönemini yaşayan Onur Air.

Bir zamanlar Türkiye’de Airbus’tan ödül üstüne ödül alan tek şirketin bitişini görmek isteyenler bugün Atatürk Havalimanı’nın yanından şöyle bir geçsin, en kaba hatlarıyla görecek.

Motorsuz uçakları tam anlamıyla hurda görünümünde sonun hikayesini anlatırcasına geleni geçeni selamlıyor.

Bir havayolu uçaklarını yere indirebilir fakat motorları söküldüyse, emin olun o motorlar bir daha yerlerine çok zor takılır.

İki aydan fazladır sürekli Onur Air çalışanlarından mailler alıyoruz.

İnanın yazılacak, kaleme alınacak türden değil. Ama bilin ki hepsi tek tek AirTürkHaber’in arşivlerinde yerini alıyor.

Bir havayolunun batışının bu kadar ilginç olması için gerçekten çok kafa yormak gerekir.

İnce ince, nakış işler gibi, özenle, uçurumun kenarında getirip orada hiç vakit kaybetmeden aşağıya yuvarlamak ancak bu kadar başarılı olur.

Karikatür çizebilme yeteneğim olsa Cankut Bagana’yı küçük bir kartopunu yuvarlayıp dev bir topa dönüştürüp, içinde yüzlerce insanın çığlığıyla beraber uçurumdan aşağıya bıraktığını çizerdim.

Çünkü bu kadar basittir bugünkü Onur Air’in durumu.

Hiç uzatmayacağım, neler yaşandığını bilirsiniz..

Türkiye’de uçurumdan aşağıya bıraktığı şirketi, patronu bugün Bulgaristan’da kurduğu havayoluna mülkündeki uçakların işe yarar parçalarıyla desteklediğini, burada kalanlarıysa hurdaya dönüştürdüğünü sağır sultan bile biliyor.

Bakın, 30 yıldan fazladır gazetecilik mesleğimde onlarca batan havayolu ve iştirakçi şirket gördüm.

Fakat hiç birinin patronunun şirketi gibi battığına tanık olmadım.

Size bugün bunu başaran onlarca isim sıralayabilirim.

Havayolu şirketi sahibiyken ne tür imkanlara sahipseler, bugünde artıları var eksileri yok.

Olan hep geride bıraktıkları binlerce çalışanına olmuştur ve ne ilginçtir ki bu gelenek halen sürüyor.

Bugün bile Onur Air’in yüzlerce çaresiz çalışanı, binlerce mağdur işsizi şirkete ortak alınacağına veya satılacağına umut bağlamış durumda.

Ve kurtuluşlarını sağlayacak aktörün yine İran olacağına inanabilecek kadar gözleri kapalı.

Bakın moraliniz bozmak istemem ama belki biraz gözlerinizi açabilirim.

Bugün yüz milyonlarca dolar borcu olan ve bu borcu her saat katlanan şirketi alacak bir deli bulmak gerçekten imkansız.

Üstelik pandemi nedeniyle dünyada Onur Air’e göre mükemmel durumda olan çok sayıda şirket yatırımcılara kapılarını açıyor.

En sonunda mahkeme kapılarında haciz yoluyla alırım paramı diye düşünüyorsanız, buda imkansız.

Çünkü batışı “nakış sanatı”na çevirmenin yolu sizi öyle bir noktaya çıkarıyor ki, o gün geldiğinde Onur Air’de para edecek bir vida bile bulabilmeniz mümkün değil.

Kısaca..

İnsanın bu milli kayıplara içi yanıyor.

Hele böyle 30 yıllık çınarın devrilmesine kayıtsız kalanları, göz yumanları bilmek insanın canını daha da sıkıyor.

Halen daha Onur Air çatısı altında olduğunu düşünen varsa, dedim ya açın gözünüzü, Atlasglobal’de yaşananları unutmayın.

Ve tabi ki son söz SHGM’ye: Umarım bundan sonra tuzu kokacak kadar bekletmezsiniz!

Hepinize iyi uçuşlar olsun..




Yazarın Diğer Yazıları