YAZARLAR

Slide thumbnail

Slide thumbnail

16 AY..

Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü inşaatı hızla devam eden İstanbul’un 3’ncü havalimanının önemli kilometre taşlarından biri daha yerine konuldu.

Bittiğinde 25 metresi toprağın altında, 90 metresi yüzeyde olacak “ödüllü” hava trafik kontrol kulesinin temeli atıldı.

Başta Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan olmak üzere, devlet erkanının tam kadro yer aldığı açılışta, 3’ncü havalimanın ortaya çıkan omurgası da davetlilere dev ekranda Drone’lar aracılığıyla yapılan çekimler gösterilerek yansıtıldı.

Açıkçası gerçekten devasa bir alan. Öyle gezim-görim filan desen olacak iş değil, o yüzden bu görev Drone’lara bırakılmıştı.

Zaman sınırlı ve inşaat müthiş bir hızla yol almaya devam ediyor.

Törende söz alan Bakan Arslan, ödüllü kuleye nasıl baktıklarını “İstanbul’un sembolü lale figürü. Ortasından dünya havacılığı havalanıyor ve onun etrafında Türk insanı, yüklenicisi, üreticisi iki koluyla o dünya havacılığını sarıyor ve uçuruyor. Bir de bu pencereden bakmak lazım. Biz böyle bakıyoruz” sözleriyle net bir şekilde ifade etti.

Konuşmalarda havalimanı inşaatında çalışanlar, kullanılan malzemeler filan olsun rakamlar gerçekten dudak uçuklatan cinsten.

Belli ki İGA’cıların zamandan kazanmak için ortaya koyduğu müthiş bir yarış var.

Fakat doğruyu söylemek gerekirse, aynı hız yeni havalimanının olmazsa olmazı metro inşaatında henüz gözükmüyor.

Umarım bu dev havalimanı hayata geçtiğinde ulaşım tören için kullandığım karayoluna kalmaz, yoksa işimiz gerçekten zor.

Çok şeyin altının çizildiği törende dikatimi çekense, Bakan Ahmet Arslan’ın İlker Aycı’ya bakarak, “Türk Hava Yolları hazırlıklarını tamamlamalı, önlerinde 16 ay var” demesi oldu.

16 ay’ın zamanımızda 16 gün gibi geçtiği bir sürede, belli ki hem inşaatı yürüten İGA’cılar hemde THY ciddi bir heyecan ve stres altındaymış gibi görünüyor.

Yine törende dikkatimi çekense, THY’nin halef ve selefi, Temel Kotil ile Bilal Ekşi’nin yan yana oturarak verdiği samimi pozlar ve aralıklarla kulaktan kulağa yaptığı konuşmalar oldu.

E kolay değil tabi, yaklaşık 8 gündür görev başında olan Ekşi’nin yanında oturan 11 yıldır THY’nin lokomotif kadrosunda ki Temel Kotil’di. Hal böyle olunca görüntüyü hiç yadırgamadım açıkçası.

Son izlenimimse çevreden.

Tayakadın’a doğru yola çıktığımda Ekim’in 26’sı olmasına rağmen hava İstanbul’da oldukça güzeldi.

Bölgeye vardığımda uğradığım benzin istasyonunda havanın anormal soğuduğunu fark ettim. Arabaya koyduğum montu İGA yerleşkesine vardığımda üstüme alarak indim. İyi ki de öye yapmışım.

Çünkü şehirden gelen medya mensuparının üstündeki kıyafetlerle titrediklerini gördüm.

Bellik ki hava koşulları Tayakadın’da gerçekten farklı. Bu fark havalimanı tam kapasiteyle çalıştığında hayata nasıl yansıyacak, bunu hep birlikte göreceğiz.

Herşeye rağmen itiraf etmek gerekir ki, şu haliyle bile gerçekten nefes kesici, inanılmaz heyacan verici bir alan. Bir an önce şu 16 ay gelsin diye ayrıldım alandan.

Hepinize iyi uçuşlar olsun..


Yazarın Diğer Yazıları