YAZARLAR
AJet’İN REKORU
23.09.2024
Geçen hafta AJet’te şimdiye kadar yaptığım 4’ncü olan SAW-BJV uçuşunda yaşadıklarımı aktarmış, hafta başında 5’nci uçuşum olan BJV-SAW uçuşunda neler yaşayacağımı da bu hafta aktaracağım demiştim, aktarıyorum.
Bodrum’dan İstanbul’a 17 Eylül tarihli ve 19.50’de kalkması gereken uçak önce 20.35’e ertelendi.
Yetmedi..
20.35’de bir rötar daha geldi, bu defa kalkış saati 21.10 oldu.
Bodrum Havalimanı, Sabiha Gökçen gibi olmadığından yolcuların hepsi toplu halde bir arada.
Hal böyle olunca topluca yükselen homurtuların ifadesini çok rahat anlıyorsunuz.
Yolcuların rötara yorumları buradan aktarılacak gibi değil.
Bu olumsuzlukta gülümseten tek isyan iki ton ton teyzeden durumu özetleyen, “ayol deli mi bunlar ne bu böyle çocuk oyuncağı gibi, burada mı yatacağız acaba” sözleriyle geldi.
Neyse ki SAW’daki gibi üst üste kapı değişiklikleri olmadığından en azından koşturmaca yaşanmadı.
Merak ettiğim bir diğer noktaysa sık aralıkla 5’nci uçuşum olan AJet’te bu defa acaba Ajet mi, Anadolujet mi yoksa yine tamamen boyasız beyaz gövdeli uçağa mı denk geleceğimdi.
AJet boyası yine olmadı..
Bu defada SmartLynx’in Anadaolujet çıkartmalı uçağına denk geldim.
Sonuçta 21.05 de inmemiz gereken uçuş, 22.45 inişiyle sona erdi.
Üzüldüğüm ise, yolcuların bu gecikmelerde en ufak bir katkısı olmayan kabin ekiplerine fena halde çemkirmeleri oldu.
Yorgunlukları (aslında yılgınlıkları demek daha doğru olacak) yüzlerinden akan kabin ekiplerine yolcuların kapı girişinde söylene söylene yerlerini almaları ekipleri fena bezdiriyor, Ajet yönetimine önemle duyurulur.
Sonuç..
Ben kararımı verdim. Bundan sonra ancak vaktim çoksa, kalkış-iniş saatlerinin bir önemi olmayacaksa Ajet ile uçarım. O da değişen birşeyler var mı diye deneyimlemek için.
Bunun dışında benim için Ajet tercihi o gece ve bir önceki uçuşlarda yolcuların yüksek sesle söylediği gibi bitmiştir.
Kararımda haksız olmadığımı haftanın son günü AirTürkHaber’de de yer alan habere göre Ulaştırma Bakanı Uraloğlu’nun açıklaması da destekledi.
Bakan Uraloğlu, AJet’e 3 ayda yapılan şikayet başvurusu rakamını 11.727 olarak açıkladı.
Basit hesapla; ayda 3.909, günde 130 şikayet demek.
İşte rekor diye buna denir.
AĞZIM AÇIK İZLEDİM
Geçtiğimiz hafta THY uçaklarında yolcuların akla sığmayacak türden öfke patlamaları yaşandı.
Her iki olayı ve kahramanlarını tanımayan bilmeyen yok.
Şimdi..
Benim merak ettiğim şu.
Havalimanı polisi uçakta adeta terör estiren bu şahıslara neden gerektiği gibi davranmaz?
Hepimiz izledik..
Uçakta ortalığı birbirine katan şahıslar aynı taşkınlık ve hakaretlerini müdahale için gelen polise de sürdürmekten hiç çekinmiyor.
Polis ise gayet sakin, “bakın beyefendi” filan..
Bakın internete Asya’dan Avrupa’ya oradan Amerika’ya kadar tüm ülkelerde benzer durumlar yaşandığında nasıl müdahale edildiği orada duruyor.
Uçağa giren polis mazeret filan dinlemeden en sert şekliyle saniyeler içerisinde kendini bilmezi etkisiz hale getirdiği gibi aşağıya alıyor.
Peki bizde neden böyle değil?
Polisimiz olmadığı kadar sert olması gereken yerde neden böyle davranıyor?
Bunun bir açıklaması muhakkak olmalı.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..
