YAZARLAR
ARTÇI
30.09.2019
İstanbul’u 5.8’le sallayan deprem, beklenen büyük İstanbul depremine bakış açımı kökten değiştirdi.
Şöyle ki..
Bu konuda bilgi birikimine güvendiğim bilim insanlarının öngörülerini açıklamasından sonra odaklandığım nokta beklenen depremin sonrasıdır artık.
Allah gecinden versin demekten başka önleyici bir çarenin olmadığı deprem sonrasında eğer hayattaysak, en zor süreç o andan itibaren başlayacak demektir.
Başta barınma sorunu, yiyecek, içecek, ilaç, hijyeni “kısmen” sağlayabilecek su gibi, altını dilediğiniz kadar doldurabileceğiniz maddeler hayatımızın tam ortasına oturacak.
Bunları İstanbul’dan sağlayamayacağımıza göre, başta Türkiye’nin diğer illeri olmak üzere süratlice gelmesi gereken yardımların adresi olarak karşımızda açık ara Atatürk Havalimanı duruyor.
Şehrin göbeğinde, zeminin dünya durdukça ayakta kalabilecek İstanbul’un ender noktalarından olması, her türlü yaşam kaynağının yeniden başlayacağı İstanbul’un kurtuluşunda ki lojistikte en önemli nokta AHL.
İstanbul Havalimanı’na ulaşımda çok sayıda, “kuşkusuz dayanıklı üretilen” viyadüğün olması, beklenen depremden nasıl bir etki göreceğini bilemediğimden AHL acil yardım uçuşları için birinci sırayı koruyor.
Üstelik İstanbul’u gerçekten beton yığınına çeviren bina stoğu arasında şehrin ortasında ki en büyük açık alan olması, seyyar hastene vb. gibi acil barınakların hızlıca kurulabilmesine olanak sağlayabilecek en büyük tek alan.
Atatürk Havalimanı’nın, tek bir çivisine dahi dokunmadan, olduğu gibi havalimanı özellikleriyle korunması gerektiğinin tartışmasız önemini bu açıdan da ortaya koydu 5.8..
Daha iki hafta önce ki Teknofest, İstanbul’un şimdiye kadar gördüğü tüm açık alan festivallerini bir kalemde sildi attı.
Bir günde, İstanbul’da 720 bin kişinin gittiği bir festival gördünüz mü?
Yada bedava taşımanın olmadığı, vatandaşların ulaşıma para ödediği, araçlarıyla yola koyulduğu, ulaşamayınca E5 otoyolunda kapıları kilitleyip tabanvay yola düştüğü bir festival?
Aşırı izdihamdan toplu ulaşımın güvenlik nedeniyle durdurulduğu, bir festivale tanık oldunuz mu İstanbul’da?
Hiç zorlamayın, yaşanmadı.
Bundan sonra, bu festivalle havacılık adına çok güzel şeylerin yaşanabileceğini kanıtlaması bile, apayrı bir faktör AHL’ye dokunulmaması için.
Şimi birde bunun üstüne 5.8’in hatırlattığını koyunca, Atatürk Havalimanı’nı kısmende olsa havalimanı özelliğinden çıkarmak, gerçekten intihar etmek olur.
Umarım büyüklerimiz İstanbul’un geleceğini boğacak böyle bir yanlışa imza atmaz.
Sizi bilmem ama, ben bu işi bir haftada unutmayacağım. Kesin olarak yaşamımın her anında odaklandığım konu olacak İstanbul depremi. Şimdiden eğer hayatta kalırsam sonrasında neler yapılabileceğine ve önlemlerine bakacağım.
Size de tavsiye ederim.
Unutmayın ve kurtuluşun sonrasına odaklanın.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..
