YAZARLAR

DİKKATLİ OLMA ZAMANI

25.05.2020

Dünya havacılık tarihinde şimdiye kadar görülmemiş ölçekteki krizden çıkış için geri sayıma geçildiğinde, ilk talihsiz haber Pakistan’dan geldi.

Pakistan’ın bayrak taşıyıcı havayolu PIA’ya ait Airbus A320 tipi yolcu uçağı Lahor-Karaçi seferini yaparken 91 yolcu ve 8 mürettebatıyla şehir merkezinde binaların üstüne düştü.

Açıkçası, pek rastlanan türden bir kaza olmadığı ortada. Kaza Pakistan’da yaşanınca bilgi akışındaki aksamalar nedeniyle henüz düşüşüyle ilgili bulgulara ulaşmakta aynı hızda ilerliyor.

Uzunca bir süredir gökyüzünde yolcu olmayışının ardından, ilk yolculu uçuşta yaşanan kaza akıllara yerde bekleme süresini getirdi.

Uçakların hiç sevmediği bir eylem olarak kabul edilir yerde yatmaları.

Oysa bütün dünya genelinde binlerce uçak uzun zamandır yerde yatıyor.

Teknisyenler iyi bilir, uçağı uçurmak kadar yerde bekleyeceği koşulları oluşturmak, devamlılığını sağlamakta bir o kadar zordur.

Bilenler hatırlar, 6 Şubat 1996’da Birgen Air’in uçağı yerde bekleme süresinde yaşananlar nedeniyle düşmüştü.

B757-225 tipi uçak Dominik/Gregorio Luperon Havalimanı’ndan kalkışından kısa süre sonra 189 yolcu ve mürettebatıyla Atlas Okyanusu’na düşmüş, yapılan incelemede kazanın yerde beklediği 25 gün boyunca pitot tüpünün korunmadığı nedeniyle oluştuğu ortaya çıkmıştı.

Basit bir hata 189 kişinin ölümüne yol açmıştı.

Ağırlıklı olarak havacıların kullandığı “REMOVE BEFORE FLIGHT” yazılı anahtarlığı ne zaman görsem bana o kazayı hatırlatır.

Uçağın burun kısmındaki pitot çubuklarını yerde muhafaza etmek için kullanılan kılıfın 25 gün boyunca Birgen Air uçağında takılı olmaması, bu kadar basit bir hata, affedilemeyen sonuçlar doğurmuştu.

Şimdi çok daha dikkatli olunmalı.

Hangi havayolu olursa olsun, uçakların neredeyse tamamı iki aya yakın süredir uçmuyor. Üretildiklerinden bu yanan hiç bu kadar yerde yatmadılar ve kalkış için geri sayım zamanı.

Küçücük bir hata, gözden kaçacak minicik bir unsurun felaketle sonuçlandığını havacılık tarihi ortaya koyuyor.

Özellikle charter şirketlerin daha sıkı kontrol altında olması gerektiği bu dönemde Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne fazlasıyla iş düşüyor.

Maddi sıkıntıların zirve yaptığı zamanlarda küçük ölçekli havayollarının başına gelenler (çok sayıda örneği var) tesadüf olmamalı diye düşünüyorum.

Hepimiz için son derece zor geçen şu dönemi, sadece geride bıraktığımız bir kabus olarak hatırlamamız fazlasıyla yeterli olacak.

Bünyenin daha fazlasını kaldıracağını hiç zannetmiyorum.

Yeni dönemde, yeni kurallarla hepinize iyi uçuşlar olsun..




Yazarın Diğer Yazıları