YAZARLAR
HAVA KÖPRÜSÜ.. 100 TL.. AHL..
13.02.2023
Görünen o ki Türkiye’nin (bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen) bu tür bi felakete karşı anında organizasyon dinamiği yokmuş, var diyen o enkazın altında kalır.
Sırasıyla anlatıcam..
Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa..
Biraz daha zorlasa tüm Güney Doğu Anadolu..
Bilim insanlarına göre Maraş merkezli Orta Doğu depremi.
O derece büyük ve yaygın felaket..
Ne gelir hakkından?
Hava köprüsü.
Kuruldu mu?
Kuruldu, İstanbul, Ankara ve İzmir’den iyi bir reaksiyonla ortalama 8 saat içinde.
Önce hava kuvvetlerinin A400M ve C130’ları, hemen ardından THY kargo uçakları, ardından yine THY ve Pegasus, yolculu uçakları hareketlendi.
Sonrasında yolcu-kargo diğerleri..
Köprü başarıyla kuruldu kurulmasına da, köprünün vardığı noktadan sonra çıkış yoktu.
Hava koşulları ve depremin kara yollarında oluşturduğu yıkım, havadan geleni karada kilitledi.
Oysa uçakların getirdiğini devamında helikopterlerin ulaştırması beklendi.
Yardım getiren uçakları havalimanlarında palleri (pervaneleri) döner bir şekilde bekleyen helikopterler olması gerekirken, yoktu.
İnsansız hava araçlarının 10 ili kapsayan bölgede vızır vızır uçması, görüntü alıp koordinasyon merkezlerine iletmesi gerekirken olmadı.
İHA’lar radara iki gün sonra girdi, helikopterlerin sesi 3’ncü gün duyuldu.
Tartışmasız net olan şu; Depreme iki gün sonra yapılan müdahale, müdahale edilmedi demektir.
Bunu ben söylemiyorum, tüm dünyada depreme müdahale ilkesi bu.
Devam edelim..
İlk haberlerde deprem Maraş merkezli denilince, aslında en ağır hasarı alan Hatay gözlerden de müdahaleden de uzak kaldı.
Oysa en kuvvetli çığlıklar Hatay’dan yükseldi, ta Japonya’dan bile duyuldu.
Adana-Hatay arası 195 km karayolundan iki saat, kuş uçuşu yaklaşık 20 dakika.
Hatay fark edildiğinde Adana’ya inen uçaklardan çıkan yardım karayolunda sıkıştı kaldı.
Oysa Hatay Havalimanı en ağır hasarı pist başında (nasıl bi mucizeyse) bıçakla kesilmişçesine enlemesine kırılarak aldı.
Uçak trafiğine kapanan meydan kendiliğinden tam anlamıyla dev bir heliporta dönüşmüştü.
Adana’ya inen uçaklardan çıkan arama kurtarma ve her türlü yardımın Hatay bölgesine helikopterle ulaşımı için oluşan ideal ortam kullanılmadı.
Bir gün sonra Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya ve Adıyaman Havalimanları da tekrar yardım uçuşlarına açıldı.
Bu güzel haber şehir merkezlerinin dışında çok büyük bir alana yayılan kırsaldaki yaşam bölgelerine ulaşım için helikopter desteğini daha fazla hissettirdi.
Ama buralarda aynı Adana gibi oldu, havadan gelen yardım karadan gitmeye çalışınca tıkandı, telafi edilemeyecek zaman kaybı yaşandı.
Şu helikopter meselesinde neden bu kadar geride kalıyoruz vallahi anlayabilmiş değilim.
Sanırsın ki helikopterin icat edilmesi bekleniyor.
Güney Ege yangınlarını hatırlayın.
Ormanlar cayır cayır yanarken silahlı kuvvetlerin helikopterleri kalkmadı.
Nerede bu helikopterler diye bağıra bağıra yayınlar yaptık.
Ormanların yarısı yandıktan sonra helikopterleri müdahalede gördük.
Aynı bugün yaşanılanlar gibi..
Şimdi bölgede helikopterde uçuyor, İHA’da.
Ama bu defa kaybedilen zaman yanında ağaçları değil, binlerce insanı götürdü, yüreğimizi kuruttu.
Ve haklı eleştirileri muhalefet olarak görenler de bilsin ki, en şiddetli artçıları kendileri yaratıyor.
100 LİRA..
Asla cevabını bulamadığım soru oldu.
Önce THY hemen ardından Pegasus bölgeden yapılacak tahliye uçuşlarını 100 TL olarak duyurdu.
Üstelik bölgeden çıkan insanların yanında bırakın cüzdanı, kimliği bile yoktu.
Neye göre 100 TL olarak belirlenmişti?
Koltuk birim maliyeti diye düşünsek, o zaman normal şartlarda neden bu fiyatlara uçuyoruz filan derken ilk olarak Pegasus acil duyuruyla 100 TL’yi kaldırdı, bedava dedi.
Hemen ardından THY’de 100 TL iptal dedi ve büyük yanlıştan hızla geri dönüldü.
Neden ilk aşamada 100 TL bilet fiyatı belirlendi, cevabı halen yok.
ATATÜRK HAVALİMANI..
Yapmayın dedik..
Ticari uçuşlara kapatın ama havalimanı özelliğini koruyun dedik..
Pistlere sakın dokunmayın, telafisi mümkün olmayan hata olur dedik..
İstanbul depreminin en büyük kurtarıcısı Atatürk Havalimanı olacak dedik..
İstanbul henüz ayakta ama lanet olsun ki haklı çıktık.
Şimdi bölgeden gelen uçaklardaki yaralılar Atatürk Havalimanı’nın kalan tek pistiyle hayata tutunuyor.
Gidin görün, iki ana pistin yıkıldığı yere millet bahçesi yaptık görünümünü vermek için alelacele dikilen yüzlerce ağaç rüzgara dayanamayıp kökünden çıkmış yerde yatıyor.
Doğa bile buraya bu iş olmaz diyor.
Umarım şimdi anlaşılıyordur Atatürk Havalimanı’nda nasıl büyük bir hata yapıldığı.
Bu arada İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen’in de hakkını verelim, son derece başarılı bir lojistik ve sağlığı yerinde olanların tahliyesinde şahane operasyon veriyor.
Hepimize cümleten geçmiş olsun, başımız sağ olsun..