23.03.2020

“Küçük bir kıvılcım önlenemez yangın çıkartır” derler ya, işte ta kendisini yaşıyoruz.

Dünyada bilinen ülke sayısı 236.

Birleşmiş Milletler’de resmi olarak kabul görmüş ülke sayısı ise 193.

Buna göre 193 ülkenin birbiriyle havayolu teması var.

Şimdi bu ülkelerin 107’si yazıyı yayına verdiğimiz 23 Mart itibariyle resmi olarak uçuşlara kapalı.

Bu hafta bu rakama kaç ülkenin daha ekleneceği ise belirsiz.

THY’nin kapasitesinin %85’ini yere indirdiğini biliyoruz. Bu rakam %90’ların üstüne çıkacaktır. Hatta tamamen yere de inebilir.

Dünyanın diğer havayolları da aynı durumda. Lufthansa diz çöktü, Emirates bu hafta yere iniyor, BA hiç farklı değil..

Tarifeli devler can çekişirken, bizde charter şirketlerin bu krizden nasıl çıkacağı ise gerçekten belirsiz.

Onur Air, Corendon, Freebird yere indi. Bunların arasında aynı zamanda turizm işletmecisi olan için iş daha da zor gözüküyor. Çünkü turizm de bu yaz Korona baskısı altında.

Rezervasyonlar dibe vurmuş durumda. “Evde kal” başlığıyla devam eden hayatımız belli ki baya uzun sürecek.

Bu kesin uyulması gereken önlem bizi tekrar güzel günlere geri getirdiğinde ise, yere inen havacılık sektörü akıl almaz bir hızla yükselişe geçecek.

Daha işin başında evde kalmaktan bunaldığımız şu günler geçtiğinde, dünyanın zembereğinin boşalacağına adım gibi eminim.

Dünya hava trafiğinde hiç görülmemiş noktalara bile uçulmaya başlanacak.

İnsanların evde kalması hayatlarında şimdiye kadar fark etmediği duyguları ön plana çıkaracak.

İnsana kendisini iyi hissettiren duygu seyahatle başlar. İçinde ister iş, ister neşe, ister hüzün olsun yine de iyi hissettiren duygudur seyahat.

Enseyi karartmayı sevmem ama pembe filanda bakmam.

Şimdi boşalan havalimanlarının kapısından girmeye yer bulamayacağımız günlere döndüğümüzde, mevsimlerden yaz veya kış olsun hiç fark etmeyecek. Hepimiz kendimizi bi yerlere atmak için kanadın üstünde yer bulmaya çalışıcaz.

Bu sürece biran önce ulaşmak için en büyük görevse kuşkusuz devlette.

Alınan tedbirler daha sıkı olabilir mi?

Mesela Koronavirüsü çıktığı yerde hapsederek bugün vaka sayısını Wuhan’da sıfıra indirmesini başaran Çin, geçtiğimiz hafta müthiş bir karar aldı.

Pekin’den giriş yapanların ev karantinasına uymadıklarını tespit etti ve şimdi hangi ülkeden gelinirse gelinsin, havalimanına inenler doğruca 14 gün karantinaya alınıyor.

Bu uygulama için Pekin Havalimanın çevresindeki tüm oteller karantina binaları olarak kullanılmaya başlandı.

Bizde ise THY’nin uçucu ekipleri yurt dışından tahliye edilen genç-yaşlı vatandaşlara Antalya’ya paket tur almış yolcu muamelesi yapıyor.

Hatırlayın, Türkiye ilk tahliyeyi bu virüsün merkezi olan Wuhan’dan nasıl yaptı?

A-400M’in tüm ekibi acil serviste yolcu kabul eden kıyafetlerle uçmadı mı?

Üstelik bu uçuşla getirilen yolcuların hiç birinde virüse rastlanmadı.

Wuhan uçuşuyla, bugün yapılan tahliye uçuşlarının arasında ne fark var?

Şimdi hangi şartlar daha kötü?

Wuhan tahliyesi mi, yoksa Umre dönüşleri ve benzerleri mi?

Sağlık Bakanı Koca, vakaların ülkeye yurt dışından taşındığını söylemedi mi?

Kim getiriyor bunları?

Geçtiğimiz hafta Almanya’dan yapılan tahliyede gelenler nasıl karşılandı İstanbul Havalimanı’nda?

Yolcuların bineceği otobüs şoförüne kadar herkes tam tekmil koruyucu kıyafetler giydi, doğru olanı yaptı.

Peki onlarla havada ortalama 3 saatten fazla aynı havayı soluyan uçucu ekip?

Bari bundan sonra yapılacak son uçuşlarda uçucu ve o uçakla bir şekilde teması olacak tüm görevlilere baştan aşağıya özel kıyafetler giydir THY.

Aynı Wuhan uçuşunu yapan ekip gibi. Bu işin ayıbı filan yok. Aksine takdir toplarsın bu kararınla.

Çünkü bu karar sadece çalışanını değil, Türkiye’yi koruyacak bir karar olur.

Hepinize iyi uçuşlar olsun..

Dip not: Yazıyı yayına vereceğimiz sırada rahatsızlanan bir THY uçucu personelinde Korona teşhisi pozitif çıktı. Kendisine acil şifalar diliyorum.