YAZARLAR
KLEOPATRA
22.12.2024
Kleopatra ülkemizde uçan ilk planöre verilen isimdir. Gelin hikayesine beraber göz atalım.
Türkiye’ de planör yapım çalışmaları 1930’lu yılların başlarında başladı. Bilinen ilk planörü, 1936 yılında planörle havada kalma rekorunu kıracak olan Emrullah Ali Yıldız 1933 yılında yaptı. Planörün ismi “Bursa Yelkenlisi” idi. Fakat bu planör hiç uçmadı.
Bursa Yelkenlisi
Bu girişimden sonra birbirlerinden haberi olmayan iki gurup planör imalatına başladı. İlk gurup Alman Lisesi öğrencilerinden Ferit Orbay, Mukbil Aykut, Turgut Atakol ve Alman öğrenci Hans Boscheinen’den oluşan ve Alman mühendis Bay Krug tarafından desteklenen ekipti.
İkinci gurup ise Galatasaray Lisesi öğrencilerinden İsmail Türsan, Vedat Baykurt ve ağabeyi tütün eksperi Cevat Baykurt ve Marangoz ALİ Kemal’ den oluşan ve Galatasaray Lisesi fizik-kimya öğretmeni Bay Maurice Bayen tarafından desteklenen ekipti. (Fransız Öğretmen Maurice Bayen bir planör yaptı ama planlanan ağırlığın iki katında olduğu için başarılı olamadı.)
Bu ekipten havacılık geçmişi olan tek kişi İsmail Türsan’dı. Babası Tümgeneral ve Milli Savunma bakanlığı müsteşarı idi. 1924 yılında, Ankara’da ; Adana halkının Hava Kuvvetlerimize hediye ettiği “Seyhan” ve “Ceyhan” uçaklarının isim verme törenine katıldı. Henüz 11 yaşındaydı. Olayı 1984 senesinde Yıllar boyu Tarih dergisine şöyle anlatmıştı:
“Babama rica ettim. Beni kırmadı. Uçağı teslim etmek için gelen İtalyan pilotla beraber havalandık. Ceyhan uçağı Fiat marka çift satıhlı iki kişilik bir keşif uçağıydı. Ne kadar süre havada kaldık hatırlamıyorum ama çok büyük bir heyecan duymuştum. Bu ilk uçuşu daha sonra yenileri izledi. Uçmak ben de adeta bir aşk halini almıştı. Durmadan babama yalvarıyor ve beni havaalanına göndermesini istiyordum. Daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanı olacak olan Yüzbaşı Muzaffer Göksenin’le sayısız uçuş yaptık. Bu uçuşlar sırasında yüreğimdeki havacılık aşkı iyice perçinleşmişti.”
Daha sonra babası emekli olur ve İstanbul’a yerleşirler. Galatasaray Lisesinde okumaktadır. Havacılık aşkını önce DKW marka bir motosikletle sonrada Fiat 509 marka bir arabayla gidermeye çalışır.
İsmail Türsan’ın 1930 model DKW motosikleti ve Fiat 509 aracı
1932 yılında Vecihi Hürkuş Kalamış’ta “VECİHİ SİVİL HAVACILIK OKULU” nu kurdu. İsmail ve Cevat hemen bu okula yazıldılar. 1932 de nazari eğitim derslerini alıp 1933 de uçmaya başladılar.
Vedat ve Cevat kardeşlerin babası Abdülkadir Cami Baykurt Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk içişleri bakanı idi.
Uçuş okulunda havacılığın alfabesini öğrendikten sonra kafalarında kendi planörlerini yapıp uçma fikri oluşmaya başladı. Cevat’ın büyük absinin daha önceden marangozluk işleri yaptığı bodrum katındaki atölyesini kullanmaya karar verdiler. Cevat daha once burada bir kano yapmış ve uzun sure kullanmıştı. Kanoya Kalamış’ta gördüğü güzel ve gizemli bir kıza taktığı ismi vermişti: “KLEOPATRA”.
Kemal, İsmail, Cevat, Mösyö Bayen ve Vedat birarada
Ellerinde bir plan olmadığı için Vecihi Hürkuş’a başvurdular. Vecihi bey ekibe bir plan temin ettikten sonra kendisine danışmalarını ve uçmadan evvel muhakkak kendisini çağırmalarını tembihledi.
İsmail Türsan bu gelişmeleri 1984 (yani uçuştan 50 yıl sonra) senesinde şöyle anlatmıştı:
“Biz dört arkadaştık. Ben o sırada Galatasaray Lisesi son sınıfında okuyordum. Lisenin ticaret bölümünde okuyan Vedat, Vedat’ın ağabeyi Cevat ve marangoz Kemal. Ben planör fikrini ilk once Vedat’a açtım. Daha sonra da diğerlerine. Hepsi çok benimsedi ve hemen iş bölümü yaptık. Bugün başarılı bir dekoratör ve tekne yapımcısı olan Vedat yapımı üzerine aldı. Onun eli bu tür işlere çok yatkındı çünkü, Ağabeyinin teşvikiyle oturduğu evin bodrum katını marangoz atölyesine haline getirmişti. Tek bir sorunumuz vardı: Parayı nereden bulacaktık? Bu sorunu Vedat’ın abisi Cevat üstlendi.
Uzun süren çalışmalrdan sonra planör yapımı tamamlanır. Sıra isim vermeye gelmiştir. Vedat planörün isminin Kleapatra olmasını ister. Kanonun ismi “yüzen kleopatra” idi bu da “uçan kleopatra” olsun deyip Kabul ederler. Çünkü planörün yapımında en çok Vedat’ın emeği geçmiştir. İsmail Türsan kendisiyle yapılan söyleşide şöyle anlatmıştı: “ Türk yapısı ilk planörün gerçekleşmesinde en büyük emek Vedat’ındır. Planörün yapımıyla o uğraştı, biz kendisine yardımcı olmaya çalıştık.”
Cevat bodrum katındaki atölyede
Nihayet beklenen gün gelmişti. 16 Mart 1934 de planörü uçurmaya karar verdiler. Uçuşun yapılabilmesi için kauçuk çekme halatı gerekliydi ve bunu öğretmenleri Mösyö Bayen temin etti. Uçuş yeri için Kadıköy’ün yüksek yeri Fikirtepe’yi seçtiler. Planörü buraya taşıyıp kanatlarını monte ettiler. Sıra kimin uçacağına karar vermeye gelmişti. Marangoz Kemal uçmayacağını beyan edince üç arkadaş zar attılar ve kazanan İsmail Türsan oldu. Bilerek atladıkları bir konu vardı. Vecihi hocalarına haber vermemişlerdi. İsmail Türsan yıllar sonra bunun sebebini şöyle açıklayacaktı: “Vecihi hocayı çağırmadık çünkü onun tabiatını biliyorduk. Çocuklar once ben uçayım diyecekti. Oysa biz ilk uçuşu aramızdan birisinin yapmasını istiyorduk.”
Ekip Fikirtepe’de uçuşa hazır
Fikirtepe’yi halk doldurmuştur ve ekip uçuşa hazırdır. İsmail Türsan ilk uçuşunu şöyle anlatıyor: “Son kontrolu yaptıktan sonra pilot yerine geçtim. Oldukça heyecanlıydım. Kendime güveniyordum ama uçuş heyecanına kapılmıştım. Arkadaşlar planörün belindeki kancaya ipi taktılar. İpin öteki ucu ise benim otomobilin tamponuna sarılarak gerildi. Planörün burnundaki çengele de çekme halatları takıldı. Hocamız Mösyö Bayen’den aldığımız kauçuk halatın iki kolunu beşer kişi tutarak germeye başladı.
Kleopatra havada
Kleopatra uçuşa hazırdı artık. Öndekilere gırtlağımın tüm gücüyle KOŞ diye bağırırken, arkadakilere BIRAK diye bağırdım. 7-8 metrelik bir sürtünmeden sonra Kleopatra birden 25 metre havaya fırladı. Uçuyordum evet uçuyordum. Öylesine heyecanlıydım ki aşağıda bağıran, sevinç nidaları atarak el çırpan, beni alkışlayanların seslerini bile zor duyuyordum.”
İşte Türk gencinin başarısı: “Uçan Kleopatra”
İsmail Türsan bu uçuşla ilgili sözlerini şöyle bitiriyor: “Topu topu 200-250 metre uçmuştum, ama o anın heyecanı bir yaşama bedeldi. Hele hele sonradan planörde uçan ilk Türk olduğumu öğrenince mutluluğum daha da arttı. Birkaç gün sonra ise Başbakan İsmet İnönü’nden gelen telgrafta bizi kutluyor ve başarılarımızın devamını diliyordu. Benim o gün yaptığım uçmanın alfabesiydi belki, ama alfabe yapılmıştı artık. Ve bizim açtığımız bu yoldan diğerleri de ilerleyebilecekti!”
Ekip başka bir uçuşa hazırlanıyor
Bu uçuştan sonra Vedat ve Cevat kardeşler de uçtular. Ağustos 1934 e kadar toplam altı uçuş yaptılar. Yedinci uçuşu Alman Lisesi planörcülerinden Ferit Orbay yaptı ancak kalkar kalkmaz yere vurarak planörün parçalanmansına neden oldu. Kendisi kazadan ufak tefek sıyrıklarla kurtuldu.
Kleopatra’nın son fotoğrafı
Kleopatra’nın sonu(Fikret Arıt’ın “Uçan Kleopatra” kitabından)
İlk uçuşlarında başarısız olan Alman Lisesi öğrencileri, Galatasaray Lisesi ekibinden aylar sonra Hürriyet tepesinden başarılı bir uçuş yaptılar. Bu da ikinci başarılı planör uçuşu olarak tarihe geçti.
Alman Lisesi ekibine ait planörün nadir fotoğrafı
İsmail Türsan, Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra tıp okudu ve ünlü bir jinekolog oldu. 75 yaşına kadar çalıştı. 1984 yılında Yıllar Boyu Tarih dergisinde kendine yer verildi.
İsmail Türsan ve eşi Elhan hanım-1984
İsmail-Elhan Türsan bir davette
2013 yılında Galatasaray Spor Kulubü,100 yaşında iken İsmail Türsan’ a bir şükran plaketi verdi.
Galatasaray başkanı İsmail Türsan’la birlikte
İsmail Türsan 100 yaşında
Dönemin usta havacılık yazarlarından Fikret Arıt bu olayı kitaplaştırdı “UÇAN KLEOPATRA” adını verdi. Çocuk kitabı olarak çıksa da bana göre şaheser bir yetişkin kitabı.
Bu cesur girişimcilerin ruhları şad olsun, ışıklar içerisinde uyusunlar.
Bu yaşanan olayın havacılık kronolojimizde ve müzelerimizde yer almasını görmek dileklerimle!
SEVGİYLE KALIN!
KAYNAKLAR:
Yıllar Boyu Tarih Dergisi-Haziran 1984
Galatasaray Dergisi-Eylül 2013
Uçan Kleopatra – Fikret Arıt – Remzi Kitapevi