YAZARLAR
TOPLU KURTULUŞUN FORMÜLÜ
15.01.2024
Geçtiğimiz hafta JAL kazasında A350’nin nasıl bu kadar hızlı yandığına değindik.
Kaza sonrası yaptığımız haber takiplerinde uluslararası havacılık yayınlarının tüm dikkatleri bu doğrultuda oldu.
Tabi ki sonuç için çok erken ama belli ki Airbus’ın öncelikli konusu en yeni üretimi olan A350’nin nasıl bu kadar hızlı yandığında odaklanıyor.
Şimdi gelelim mucizeye..
Bu kazada A350 de bulunan 379 yolcu ve 12 mürettebattan can kaybı yaşanmadan, yolcuların deyim yerindeyse burnu kanamadan kurtulmalarının mimarlarına.
Bu mucizenin adı kuşkusuz kabin ekipleri..
Almış oldukları eğitimin ne kadar yüksek kalitede olduğu iş gerçek ortamda uygulamaya gelince anlaşıldı.
Tabi şunu da unutmamız gerekiyor; Japon disiplini.
Mesela, adamlar yeryüzündeki en güçlü depremleri yaşıyor, sonuçlarına bakarsanız Türkiye’de bayram tatilinde yollarda yaşanan trafik kazalarının yarısı kadar can kaybına uğruyor.
Narita yılın en büyük uçak kazasını yaşamadan Japonya’da bir gün önce 7.6 büyüklüğünde deprem oldu ve toplam 260 kişi hayatını kaybetti.
Depremle ilgili bugün ortaya çıkan bilimsel araştırmada, depremin olduğu bölgede sahil şeridinin 20 metreden fazla okyanusa doğru kaydığı anlaşıldı.
Araştırma depremin şiddetinin 7.6 olmasına rağmen hissedilen sarsıntının çok daha büyük boyutta olduğunu kanıtladı.
Bu şiddetteki bir yer sarsıntısını 260 can kaybıyla atlatabilecek başka bir ülke var mıdır bilmiyorum.
İşte JAL kazasını mucizeye çeviren de tam olarak bu.
Kabin görevlileri ne kadar eğitimli olursa olsun, karşısındaki muhatabında bu çabayı anlayacak yakın düzeyde olması gerekiyor.
Hepiniz yaşamışsınızdır..
Ülkemizdeki uçuşların sonunda uçak daha teker koyduğu anda yolcular arasında kımıldama başlar.
Pistten ayrılıp taksiye geçtiğindeyse yolcuların yarısı ayaklanmış ve üst bagajlardan valizlerini çıkarıyordur ve bunun önüne o anda yapılan hiçbir anons geçemez.
Yarısı derken iyimser bir yaklaşımı kast etmiyorum. Koridor sıralarında oturanların işi kolay olduğu için onlar ve hemen yanlarındakilerdir ilk ayaklanan.
Bu tek koridor uçaklar için geçerli.
Eğer birde çift koridorda iç hat uçuşu gerçekleştirdiyseniz, iniş sonrası uçak hareket halindeyken ortaya çıkan görüntünün fotoğrafını Japonların önüne koysanız asla inandıramazsınız.
Uçağın o an hareket halinde değil, kalkış öncesi yolcuların yerleşim halinde olduğunu düşünürler, ötesi onlar için mümkün değildir.
Tabi şunu da ıskalamayalım..
Bu sabırsızlığımız sadece iç hat değil, dış hat uçuşlarında da geçerli.
Kısaca bizim uçuştan anladığımız şu; Uçak yere indiğinde her şey bitmiştir ve ayağa kalktığımız an uçaktan inebileceğimizi düşünürüz.
Hatta kapının geç açılmasına bile tahammül edemeyiz. Çoğu uçuş sonunda bu nedenle çıkan kaç tartışmaya tanık olduğumu hatırlamıyorum bile.
Sonuç..
JAL kazası sonrasında sosyal medyadan yayılan, kabin içindeki korkunç ortama rağmen, yolcuların sakince kabin görevlilerini dinlemeleri hayata tutunmanın yolu olarak çıktı karşımıza.
Şimdi bize düşen görevse bunu unutturmamaktır.
Mesela bu hafta Güntay Şimşek’in Airport programında konuyla ilgili önemli bir konuğu vardı.
Uzun yıllar THY’de kabin amiri ve eğitimci olarak görev yapan şimdilerdeyse bir üniversitede kabin hizmetleri eğitim danışmalığı görevini yürüten Özlem Munise Kaynak, Japon kazasındaki mucize kurtuluşun nedenlerini anlattı.
Sadece tematik programlarla sınırlı kalmamalı bu önemli yayınlar.
“Ne alakası var” diye düşünmeden tüm ulusal, bölgesel yayınlarda fırsat buldukça yer almalı.
Bu işte toplum olarak ne kadar hızlı eğitilirsek, olası felaketlerde topluca kurtuluşumuzda o kadar hızlı olacaktır.
Hepinize iyi uçuşlar olsun..